"boynuna sarılıp ağlamaya başladı. Onun hala yaşadığına ve şimdi yanında olduğuna sevinmişti. Eliyle imleyerek, "Baban burada," dedi. Gençler de ötekilere katıldılar ve bir saat sonra, güneş o acılı yörenin üstüne olanca parıltısını saçmaya başladığı sırada pat r6n 'u gömütünden çıkardılar. Kemiklerinin kırığı sayılamayacak kadar çok olmakla birlikte Esteban Trueba yaşıyordu, gözleri de açıktı. Pedro Segundo, "Kasabaya götürüp doktora göstermemiz gerek," dedi. Onu, derisinin kesekağıdı gibi yırtılıp kemiklerinin dışarı fırlamasına neden olmadan nasıl taşıyacaklarını tartışırken ihti yar Pedro Garda çıkageldi. Gözünün körlüğü ve yaşının ihtiyar lığı sayesinde zelzeleyi korkusuz atlatmıştı. Yaralının üstüne eğil di, onu elleriyle yokladı, o ihtiyar parmaklarıyla her yanını, her bir kemiğini inceledi onun. Sonuç olarak da, "Kıpırdatırsanız ölür," dedi. Esteban Trueba hala kendindeydi; bu sözleri açıkça duydu. Karınca kıranını anımsadı, tek umudunun bu ihtiyar olduğu ka rarına vardı. "Ne yaptığını bilir o," dedi dili dolanarak. Pedro Garda bir battaniye getirtti; oğluyla torunu, efendiyi bunun üstüne yatırdılar, sakınarak kaldırdılar, eskiden avluyken şimdi moloz, hayvan ölüleri, ağlayan çocuklar, mızıldanan kö pekler ve dua eden kadınlarla dolu bir karabasan olan aralıkta kurdukları uyduruk bir masanın üstüne uzattılar. Yıkıntıların arasından bir kırba şarap çıkartmışlardı. Pedro Garda üçe böldü bunu: üçte biriyle patr6n'un yaralarını yıkadı, üçte birini ona içirdi, üçte birini de azar azar kendisi içti. Sonra Esteban'ın ke miklerini yerli yerine yerleştirmeye girişti; birer birer, sabırla, sa kinlikle, çekeleyerek, iteleyerek, önce uzun tahta parçalarına sonra yerlerinden oynamasınlar diye çarşaf parçalarına sararak. Şifa erbabı ermişlerin adını zikredip Meryem Ana'dan şans ve yardım dilerken ve Esteban Trueba'nın çığlıklarıyla sövgülerine göğüs gererken yüzündeki o mübarek, kör ifade hiç değişmiyor du. Yaralının kemiklerini dokunma yoluyla öyle bir yerleştirdi ki Esteban Trueba'yı sonradan muayene eden doktorlar bu işin olasılığına inanamadılar." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar