dı§ına çıktılar. Birden fren temelli patladı ve Nfvea atlayıp kaya parçasını yerle§tirmeye ya da Severo yön deği§tirmeye fırsat bu lamadan otomobil yoku§ a§ağı kaymağa ba§ladı. Severo direksi yon kırmaya, sonra da durmaya çalıştı, gelgelelim araba şeytanın eline geçmi§ gibiydi; tümüyle kontroldan çıktı ve yapı demirle riyle dolu bir at arabasına çarptı. Demir levhalardan biri ön cam dan içeri girerek Nfvea'nın kafasına uçurdu. Bir çırpıda, pürüz süz yapmıştı bu işi. Nfvea'nın başı arabadan fırlayıp gitti. Polisle rin, orman muhafızlarının ve tazılarıyla çevreye yayılan bir sürü konu kom§unun arayıp taramalarına kar§ın iki gün geçtiği halde başın izine rastlanamadı. Üçüncü gün ölüler kokmaya başlamıştı; eksik de olsalar gömülmeleri §arttı. Görkemli bir cenaze·töreniy le kaldırıldılar. Törene bütün del Valle'lerle inanılmaz sayıda dost ve tanıdıkların yanısıra, ülkenin tek Komünisti sayılan Nf vea' ya son saygı görevlerini yerine getirmeye gelmiş olan kadın delegeler de katıldılar. Düşmanları da Nfvea'nın yaşarken kafasız olduğuna göre ölünce kafalı olması için bir neden bulunmadığını söylediler. Clara cenaze törenine gitmedi. Dr. Cuevas ona uyku ilaçları vermişti, hizmetçiler çevresinde dört dönüyor, Ferula te pesinde nöbet tutuyordu. Kendisini bu ek acıdan esirgemek iste yen yakınlarına olan sevgisi yüzünden Clara, yitik başın tüyler ürpertici öyküsünü bildiğini belirtecek herhangi bir söz etme m'işti. Ama cenaze töreni bitip de yaşam gene normale dönmeye yüz tutunca, gidip annesinin başını aramak için görümcesini kan dırdı: görümcesinin ona daha fazla hap ve şurup vermesinin bir yararı yoktu, çünkü Clara'nın dediği dedikti. Yenilgiyi kabul eden Ferula, kesik baş imgesinin kötü bir düş olduğunu söyleme nin artık para etmeyeceğini, en iyisinin Clara'ya yardım etmek olduğunu anladı, yoksa kaygıları onun aklını temelli kaçırtacaktı. Esteban Trueba'nın evden ayrılmasını beklediler. Ferula, Clara'nın giyinmesine yardım ederek bir araba çağırdı. Clara'nın arabacıya verdiği talimat biraz bulanıktı. Genç kadın gaibi görme güdüsüne uyarak, "Doğru git, ben sana yolu söylerim," dedi. Kentten çıkıp açıklık yerlere geldiler. Burada evler iyice sey reldi ve tepelerle sığ vadiler başladı. Clara'nın komutu üzerine bir servis yoluna girdiler, kayın ağaçlarının, soğan tarlalarının Ruhlar Evi 129/9" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar