Ferulanin öldüğünü görürler. Ferula Clara'ya nasıl özverili baktı ise Clara'ya aynı şekilde onun cesedi i özverili bir şekilde hazırladı ve tam bu esnada Ferula yok iken neler yaşadığını onu nasıl özlediğini bir bir anlatır.Brni gerçekten seven tek kişi sendin Ferula



Peder Antonio, "Bitpazarından aldığı ya da çöpten çıkardığı eski şeyler giymesini severdi," diye anlattı. "Yüzünü boyar, bu perukları falan takardı, ama karıncayı bile incitmezdi. Tam tersi­ ne, günah işleyenlerin selameti için dua etmekten sonuna kadar vazgeçmedi." Clara kesin bir sesle, "Beni onunla yalnız bırakın," dedi. İki erkek, komşuların birikmeye başlamış olduğu o daracık sokağa çıktılar. Clara sırtındaki beyaz yün paltoyu çıkarıp kol yenlerini sıyırdı. Görümcesinin yanına gitti, takma saçı usulca çı­ kardığı zaman başının hemen hemen kel olduğunu gördü: yaş­ lanmış, çaresiz. Daha birkaç saat önce, yemek odasında Feru­ la'nın onu öpmüş olduğu gibi o da Ferula'yı alnından öptü sonra serinkanlılıkla, aklının erdiğince, ölüyü hazırlama işine girişti. Soydu onu, vücudunun hiçbir bükümünü atlamadan titizlikle sa­ bunlayıp yıkadı, kolonyayla ovdu, pudraladı, kafasında kalmış olan son birkaç tel saçı sevgiyle fırçaladı, sırtına en tuhaf, en şık partallarını geçirdi, o artist peruğu başına taktı. Ferula'nın yaşar­ ken ona göstermiş olduğu sonsuz özeni ölümünden sonra Feru­ la'ya ödedi. Bir yandan astımıyla cebelleşirken bir yandan da Blanca'yı anlattı ona, anık genç bir hanım olan Blanca'yı, ikizle­ ri, köşedeki büyük evi, çiftliği, "Seni nasıl aradığımızı bilseydin, Ferula, sana nasıl ihtiyacım oldu, evi, ailemi çekip çevirmek için; bilirsin bu konularda hiç işe yaramadığımı. Oğlanlar feci ama Blanca ipek gibi bir çocuk, senin Tres Marfas'a kendi ellerinle ektiğin ortancalar pek güzel oldular, kimileri mavi çünkü gübre­ nin içine birkaç bakır mangır attım, doğanın bir gizidir bu. Ne zaman toplayıp vazoya koysam seni anıyorum, ama ortada çiçek yokken de seni anıyorum, her an seni anıyorum, Ferula çünkü işin aslı şu ki sen beni bırakıp gittin gideli hiç kimse beni senin sevdiğin gibi sevmedi." Ferula'nın hazırlığını bitirdikten sonra birkaç dakika daha oyalanarak onunla konuştu, okşadı onu. Sonunda kocasıyla Pe­ der Antonio'yu içeri çağırdı. Tenekeden bisküvi kutusunun için­ de Esteban'ın yıllardır her ay ablasına gönderdiği parayı hiç açıl­ mamış zarflar içinde buldular. Clara bunları, hayır işlerinde kul­ lansın diye papaza verdi. Ferula'nın da bunu İsteyeceğinden emindi. 1 58" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar