"Jikle güçbirliği yaptı ve her yana yayıldı. Hastaneler belayla başa çıkamıyorlardı. Gözlerini yitirmiş hastalar sokaklarda dolaşarak saçlarındaki bitleri alıp sağlıklıların üstüne atıyorlardı. Salgın her eve bulaştı, okullarla fabrikaları sardı; öyle ki hiç kimsenin gü venliği kalmadı. Herkes korku içinde yaşıyor, kendilerini yokla yarak ürkünç hastalığın belirtilerini arıyorlardı. Hastalığa yakala nanlar, kemiklerinde yuvalanan buz gibi üşümeyle sarsılmaya başlıyor sonra yavaş yavaş büyük bir uyuşukluğa gömülüyorlar dı. Bedenlerini diri diri yiyen ateşe baka baka delirip gidiyorlar dı, her yanları yara olarak, kan işeyerek, yangın ve boğulma san rıları görerek ve sonunda kemikleri yüne, bacakları paçavraya dönüşerek, ağızlarında safra tadıyla yere yığılıp kalıyorlardı. Kır mızı irinli yaraların yanında mavi irinliler, mavi irinlilerin ya nında siyah, sarı irinli yaralar açıldıkça gövdeleri çiğ ete dönüşü yordu. Kendi barsaklarını kusa kusa, haykırarak Tanrıdan mer hamet diliyor, ölmelerine izin vermesini, çünkü artık dayanama yacaklarını söylüyorlardı: çünkü kafaları patlamak üzereydi ve ruhları bir pislik ve korku sisi içinden uçup gider gibiydi. Esteban salgından korunmak için bütün aileyi kent dışına çı karmayı önerdiyse de Clara bunun lafını bile ettirmedi. Yoksul ların bakımını üstlenmişti ki ne başı ne de sonu olmayan bir işti bu. Sabah erkenden evden ayrılıyor ve kimi zaman geceyarıların da dönüyordu. Evin dolaplarını boşaltarak çocukların giysilerini, kocasının ceketlerini, yataklardaki battaniyeleri alıp götürüyor, kilerden yiyecek paketleyip taşıyordu. Pedro Segundo Garci'yla bir taşımacılık yöntemi oluşturmuştu. Pedro Segundo Tres Marf as'dan peynir, yumurta, kurutulmuş et, meyve ve tavuk yollu yor, C\ara da bunları yoksullara dağıtıyordu. Zayıflamış, bir deri bir kemik kalmıştı. Gene uykusunda gezmeye başladı. Ferula'nın yokluğu evin altını üstüne getirmişti. Oldum ola sı bu dakikayı beklemiş olan Dadı bile tedirgin ve huysuzdu. Ba har olup da Clara biraz dinlenme fırsatı kazanınca gerçeklerden kaçıp kendini düşlerde yitirme huyu daha belirginleşti. Köşedeki büyük evin karmaşasını düzene dönüştürebilmek konusunda ar tık görümcesinin kusursuz hamaratlığına güvenememekle birlik te ev işleriyle hala ilgilenmiyordu. Her şeyi Dadı'yla hizmetçile rin eline bırakarak o ruhlar, görüntüler, pisişik deneyler dünyası na dalıyordu. Yaşama tanıklık eden defterleri bu kargaşayı yansı142" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar