"Gizli kapaklı davranmak zahmetine katlanmıyordu, çünkü kim seden korkusu yoktu. Birkaç kez ondan hesap sormak İsteyen bir ağabey, bir baba, bir koca ya da bir patr6n'un Tres Marfas'ın kapısında belirdiği görüldüyse de Trueba'nın gemi azıya almış şiddetiyle karşıla§tıkça bu hak ya da öç arayan ziyaretler de sey rekleşti. Trueba'nın gaddarlığının söylentisi yöreye yayılarak kendi sınıfındaki erkekler arasında haset karışık bir hayranlık uyandırıyordu. Köylüler kızlarını ondan saklıyor ve ona açıkça karşı çıkamadıkça içten içe yumruklarını sıkıyorlardı. Pedro Se gundo onlardan güçlüydü ve dokunulmazlığı vardı. İki kez dolay hacienda'lardan gelen köylülerin delik deşik cesetleri bulundu. Suçlunun Tres Marfas'ın efendisi olduğundan kimsenin zerrece kuşkusu yoktu. Ne var ki jandarmalar bu bilgi kırıntısını ya rı-cahillerin o eciş bücüş yazısıyla defterlerine geçirdikten sonra kurbanların hırsızlık yaparken yakalanmış olduklarını eklediler. Olay bundan öteye geçmedi. Trueba, şehvet düşkünü olarak yap mış olduğu üne cila sürmeyi sürdürerek bütün o yöreye piç to humları ekip kin ve nefret biçti, dağarcığına tepeleme günah yığ dı. Bu günahlar onu hiç sarsmıyordu çünkü yüreğini katıla§tır mış ve çevresine uygarlık getirdiği bahanesiyle vicdanını sustur muştu. Pedro Segundo'yla rahibelerin hastanesindeki ihtiyar pa paz, boş yere ona anlatmaya çalışıyorlardı ki insanı iyi bir efendi ve iyi bir Hıristiyan yapan şey küçük tuğla evler kurup süt dağıt mak değil adamlarına pembe kağıt parçaları yerine doğru dürüst bir ücret vermek, kemiklerini ezmeyecek kadar iş yüklemek ve biraz saygı göstermektir. Trueba bu gibi lafları dinlemiyordu bi le: Komünistlik kokuyor, diyordu. "Kokuşmuş fikirler bunlar," diye söyleniyordu. "İşçilerimi bana karşı kışkırtmak amacı güden Bolşevik fikirleri. Bu köylüle rin tümden cahil, eğitimsiz olduğunu anlamıyorlar ki! Çocuk gi bidir onlar, sorun yüklersen altından kalkamazlar. Kendileri için neyin hayırlı olduğunu nereden bilecekler? Ben olmasam şa§ırıp kalırlar. İnanmıyorsanız bakın bakalım ben arkamı döner dön mez neler oluyor. Her iş sapıtıyor, köylüler de bir merkep sürü süne dönüşüyor. Çok cahildir bu insanlar. Benim çiftliğimde ça lışanların şimdi işleri tıkırında, başka neye ihtiyaçları var sanki? İstedikleri her şey ellerinin altında. Y akınıyorlarsa salt nankör lüklerin dendir. Tuğladan evleri var, ben onların çocuklarının" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar