Bir grup genç bir binayı eylem için basar ve çıkmamak binayı vermemek için direnişler en son polis onların elektirgini ve suyunu keser, Bu binada Miguel ve Albada vardır



"sarılı olarak uyuyakaldı. Hepsi gençtiler, dumandan, uykusuz­ luktan gözleri kızarmış, terli, biraz aç ve tamamen korkusuzdu­ lar, çünkü olup bitenler savaştan çok oyun gibiydi. İlk gün bari­ kat kurmak, o masum savunmalarını örgütlemek, pankart yaz­ mak ve telefonda konuşmak işlerine kendilerini öyle bir kaptır­ dılar ki polis, sularıyla elektriklerini kesince kaygılanacak za­ manları olmadı. Daha ilk baştan Miguel işgal eyleminin can damarı oldu. Sa­ kat bacaklarına karşın en sona dek onların yanında kalan hocala­ rı Sebastian G6mez onu destekliyordu. O gece morallerini güç­ lendirmek için şarkılar söylediler, demeç verip tartışmaktan ve şarkı söylemekten usandıkları zaman da ufak gruplara bölündü­ ler. Dinlenmeye en son çekilen Miguel oldu. Ne yapacağını bilen tek kişi o gibiydi. Suyun dağıtımını üstüne almış, tuvaletlerdeki suları bile kaplara koyup bölmüş ve mutfak kurup hazır kahve, bisküvi ve birkaç kutu bira çıkararak herkesi şaşırtmıştı. Ertesi gün susuz tuvaletlerin kokusu berbattı. Miguel hemen bir temiz­ lik kampanyası düzenledi ve tuvaletlerin kullanılmamasını bu­ yurdu: herkes ihtiyacını bahçede, üniversite kurucusunun yontu­ su yanına kazılmış bir çukurda giderecekti. Miguel öğrencileri bölüklere böldü ve akşama kadar öyle bir verimle çalıştırdı ki söz hakkının onda olduğu dikkati çekmedi. Kararlar gruplardan doğuyordu sanki, kendiliğinden, Alba, "Gören de aylarca burada kalacağız sanır!" diyordu. Kuşatma altında olmak fikrine bayıl­ mıştı. Zırhlı polis arabaları sokakta mevzilenerek bu eski binayı kuşatmışlardı. Günlerce sürecek olan gergin bir bekleyiş başladı. Sebastian G6mez, "Ülkenin her yanından öğrenciler, sendi­ kalar, meslek okulları bize katılacak," diyordu. "Hükümet düşe­ bilir." Miguel, "Pek sanmam," diye yanıtladı. "Ama zaten önemli olan şey protestoyu kabul ettirmek, onlar işçilerin İstek listesine İmzayı basmadıkça da binadan dışarı çıkmamak." Yağmur çiselemeye başlamıştı. Işıksız binada akşam erken oldu. İçine gazyağıyla fitil konmuş teneke kutulardan yapılma birkaç uyduruk lamba yaktılar. Alba telefonun kesildiğini sanı­ yordu, ama çevirince hala işlediğini gördü. Miguel, polisin onla­ rın telefonlarını dinlemek istediğini söyledi ve telefonda nasıl konuşmaları" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar