Kimsenin ağzına laf vermemek için başı tamamen kendi aramız da gömdük. Cenazecinin görevlileri Clara'yı tabutuna yatırmış, konuk salonumuzu siyahlarla süslemiş, beyaz mumlar dikip kuy ruklu piyanonun üstüne de bir sunak kurarak konuk odamızı bir cenaze salonuna döndürmüşlerdi. Jaime ile Nicolas nineleri nin -artık yüzü katıksız bir dehşet ifadesiyle gerili, sarı bir oyun caktan başka bir şey olmayanbaşını tabuta, en sevdiği kızının yanına koydular. Clara'nın cenazesi olay oldu. Yasını tutmaya gelen onca in sanın nereden çıktığını ben bile anlayamadım. Onun herkesi ta nıdığını nereden bileyim? Sonu gelmez bir insan dizisi elimi sık mak için sıradan geçiyordu; otomobiller kabristanın bütün kapı larını tıkamış ve karman çorman delege grupları -yoksullar, öğ renciler, sendikc:..:ı işçiler, rahibeler, mongoloid çocuklar, bohem ler, ispiritizmacılarsaygıda bulunmaya gelmişlerdi. Tres Mari as'ın hemen hemen bütün köylüleri tren ya da otobüsle -kimi ömründe ilk olarakbaşkente, onunla vedalaşmaya gelmişlerdi. Kalabalığın arasında yıllardır görmemiş olduğum Pedro Segundo Garcia'yı gördüm bir çala. Merhaba demeye yaklaştımsa da o be nim selamımı görmezlikten geldi. Başı önünde Clara'nın mezarı na gitti, toprağın üstüne bir bahçeden çalınmışa benzeyen bir de met kır çiçeği attı. Ağlıyordu. Alba cenaze törenine katıldı. Elimi tutarak tabutun toprağa indirilmesini seyretti. Anneannesinin hiçbir zaman sahip olmadı ğı birtakım erdemlerin övülüp göklere çıkartılmasını dinledi. Eve döndüğü zaman da koşup bodruma kapanarak Clara'nın ru hunun onunla iletişim kurmasını bekledi. Anneannesi söz ver mişti ya. Onu orada buldum. Barrabas'ın güve yenlikli postekisi nin üstüne uzanmış, uykusunun arasında gülümsüyordu. O gece beni uyku tutmadı. Hayatımın iki aşkı, yeşil saçlı Rosa'yla gaibi gören Clara, tapınırcasına sevmiş olduğum bu iki kardeş birbirlerine karışarak tek oldular. Gün doğarken şu kara ra vardım ki, onları yaşarken elimde tutamadıysam bile, hiç de ğilse ölümümde yanıma alacaktım. Yazı masamdan birkaç tabaka kağıt aldım ve dünyanın en şahane, en bize yaraşır mozolesinin çizimine giriştim. Mozole yavruağzı renginde İtalyan mermerin den yapılacak, aynı malzemeden yapılan heykeller de Rosa'yla Clara'yı melek gibi kanatlı olarak gösterecekti, çünkü onlar her" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar