"Şoförümün koluna yaslanarak sokağa çıktım; çok bozul muştum. Eve ula§mamızın yolu yoktu. Ortada ne taksi ne oto büs görünüyordu; benim de yürüyecek yaşım çoktan geçti artık. Şansımıza, içi polis dolu bir cip gördük, içindekiler de beni tanı dılar. Torunum Alba'nın dediği gibi benim kolay seçilen bir ti pim vardır, çünkü öfkeli bir ihtiyar kargaya benzediğim hiç su götürmez, zaten her zaman da yas kılığımla gezer, elimde gümüş bastonumu ta§ırım. Bir teğmen, "Binin, Senatör," dedi. Bizi cipe bindirdiler. Yorgun gözüküyorlardı; uyumamış ol dukları belliydi. Üç gündür kentin içinde devriye gezdiklerini, kahve ve haplalla ayakta durduklarını anlattılar. "Gecekondularla yoksul mahallelerinde direnmeyle karşılaş tınız mı?" diye sordum. Teğmen, "Pek az," dedi. "Ahali çok sakin. Umarım her şey kısa zamanda normale döner, Senatör. Biz bu durumdan hiç hoş nut değiliz. Pis bir iş." "Deme öyle. Sizler eyleme geçmeyeydiniz Komünistler ken dileri harp yapacaklardı. Şu dakika sen ben hepimiz artı elli bin kişi ölmüş olacaktık. Dikta rejimi kurmak için hazırlanmış plan ları vardı; biliyorsunuz bunu, değil mi?" "Öyle diyorlar. Ama benim oturduğum yerde bir sürü insa nı tutukladılar. Komşularım bana korkuyla bakıyorlar. Adamla rım için de bu böyle. Ama neylersiniz, emirlere boyu eğmek ge rek. Ulusun çıkarı her şeyden önce gelir, öyle değil mi?" "Öyle. Olup bitenler beni de üzüyor, Teğmenim. Ama baş ka yolu yok. Rejim kokuşmuştu. Sizler silaha sarılmasaydınız bu ülkenin hali ne olurdu?" Gel gör ki aslında, gizliden gizliye, dediklerimden ben de pek emin değildim. İşlerin bizim tasarladığımız yolda gelişmedi ğine, durumun çığrından çıktığına ilişkin bir his vardı içimde. Ama o sırada, koca memleketi rayına oturtmak için üç günün yetişmeyeceğini, Savunma Bakanlığında beni kabul eden o ayı gi bi subayın silahlı kuvvetler içinde önemsiz bir azınlığı temsil et tiğini düşünerek kuşkularımı kendime saklıyordum. Çoğunluk, beni evime getiren bu titiz, saygılı teğmen gibiydi elbet. Çok kısa zamanda nizamın yeniden kurulacağını varsayıyordum; hele şu ilk birkaç günün gerilimi kırılsın, askeri hiyerarşinin içinde daha" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli
0 Yorumlar