otomobilden indi. Zavallı nöbetçi patr6n'u görünce telaşla oku lun çıngırağını çaldı -herhangi bir alarm durumunda kullanılsın diye çıngırak yakına asılmıştıve kendini hemen yere attı. Başı nın üstünden dolu gibi yağan kurşunlar yakındaki ağaçlara sap landı. Trueba onun ölüp ölmediğine bakmadı bile. Yaşına göre olağanüstü olan bir çeviklikle haaenda'ya giden yolu tuttu. Çev resine bakmadan yürüdüğü için kafasının arkasına yediği darbe onu gafil avladı ve Trueba daha ne olduğunu anlamadan tozların içine yüzüstü kapandı. Kendine geldiğinde çiftlik evinin yemek odasında, masanın üzerinde yüz yukarı yatmaktaydı; elleri bağ lanmış, başının altına bir yastık konmuştu. Bir kadın alnına ıslak kompresler bastırırken çevresine toplanmış olan bütün kiracı köylüleri yoğun bir merakla onu süzüyordu. İçlerinden biri, "nasılsın, companero?" diye sordu. İhtiyar, "İtoğlu itler. Kimsenin companero'su değilim ben!" diye gürleyerek kalkmaya yeltendi. Öyle bir çırpınıp bağırdı ki bağları gevşetip oturmasına yar dım ettiler, ama Trueba kalkıp gitmek İstediği zaman pencerele rin dışarıdan tuğlayla örülmüş olduğunu gördü; kapı da kilitlen mişti. Köylüler durumların değiştiğini, onun artık patron olma dığını anlatmaya çalıştılarsa da Trueba dinlemedi bile. Burnun dan soluyordu ve yüreği çatlayacak gibiydi. Deliler gibi sövüp sa yarak onları öyle öç alma yöntemleri ve cezalarla tehdit etti ki adamlar gülmekten başka verecek karşılık bulamadılar. Sonunda canları sıkıldı, onu odada yalnız başına kilitleyip dışarı çıktılar. Esteban Trueba bitkin durumda sandalyesine yığılıp kaldı. Saat ler sonra ona şimdi bir rehine olduğunu, televizyon için filme alınacağını bildirdiler. Şoförünün haber vermesi üzerine iki ko ruma görevlisiyle Muhafazakar Parti'nin birkaç heyecanlı genç üyesi ellerinde sopalar, zincirler ve muştalarla Tres Marfas'a gel mişlerdi. Ama onu kurtarmaya yeltendikleri zaman bahçe kapı sında çifte nöbetçi buldular ve Senatörün kendi makinelisinin namlusunun üzerlerine çevrilmiş olduğunu gördüler. Köylülerden biri, "Rehine companero'muzu kimse alıp götü remez," dedi. Bu sözleri vurgulamak için havaya kısa bir salvo yollayarak sözümona-kurtarıcıların tabanları yağlamasını sağladılar." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar