Esteban Pedro'yu uyurken görür ve nişan alır ateşler



"kemiklerimin ağrısını hissediyordum. Öç düşüncesi ileri itiyordu beni Damlardan birinin bacasından ince bir duman sütunu yük­ selmekteydi; kapıya bağlanmış duran bir ·at gördüm. Pedro Ter­ cero'nun burada gizlenmekte olduğunu kestirerek dama doğru yöneldim. Onu daha ilk kurşunda öldürmemeye karar vermiş­ tim, çünkü bana göre. çok çabuk olup biterdi bu, tüm zevkim bir an sürerdi ancak. Bu dakikayı öyle uzun zamandan beri bekle­ mekteydim ki tadını çıkarmak istiyordum. Beri yandan ona kaç­ ma fırsatı vermek de istemiyordum. Benden çok daha gençti o; gafil avlayamazsam işim bitik demekti. Gömleğim terden sırılsık­ lam gövdeme yapışmıştı. Gözlerime perde inmişti sanki, gene de yirmi yaşındaymışım, boğalar kadar güçlüymüşüm gibi geliyor­ du. Yüreğim davul gibi gümbürdeyerek sessizce dama girdim. Kendimi yerleri talaş tozuyla kaplı, geniş bir depoda buldum. Kocaman odun çuvalları vardı, tozdan korumak için üstlerine yeşil çuvallar örtülmüş birkaç makine. Kereste yığınlarının ardı­ na sinerek adım adım ilerledim, sonra birden gördüm onu. Pedro Tercero Garda yerde uzanmış yatmaktaydı, başını katlanmış bir battaniyeye yaslamıştı. Derin uykulardaydı. Yanıbaşında ufak bir ateş yanıyordu, bir de su kaynatmaya bir bakraç vardı. İrkile­ rek birden durdum, dünyanın olanca kinini gözlerime toplaya­ rak baktım ona, yüzünü belleğime ebediyen kazımaya çalışarak: üstündeki sakalın yapıştırma gibi durduğu, neredeyse çocuksu bir yüz. Kızımın bu alelade görünüşlü, uzun saçlı serseride ne gördüğüne akıl erdiremedim. Yirmi beş yaşlarında olsa gerekti, ama uykuda çocuk gibiydi. Ellerimin, dişlerimin titremesini ön­ leme;k için müthiş bir çaba harcamam gerekti. Tüfeğimi kaldıra­ rak birkaç adım ilerledim. Öyle yakınındaydım ki nişan bile almadan kafatasım parça­ layabilirdim, gene de nabızlarımın vuruşu durulsun diye birkaç saniye beklemeye karar verdim. O saniye felaketim oldu. Gizle­ nerek yaşamak Pedro Tercero'nun kulağını keskinleştirmiş, içgü­ düsü de tehlikenin yakında olduğunu haber vermiş olsa gerekti. Bir saniyenin binde biri kadar bir zaman içinde uyanmış olma­ lıydı, ne var ki gözlerini açmadı. Tüm kaslarını uyarıp olanca enerjisini toparlayarak bir tek inanılmaz sıçrayışla, kurşunumun düştüğü yerden bir iki metre öteye kondu. Yeniden nişan alma­ ma fırsat yoktu, çünkü o çömelip yerden bir tahta parçası alarak" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar