Esteban yapayalnız kalıyor ve bunun sebebi olarak Pedro'yu sucluyordu.Onun yüzünden Blance benden koptu Clara'ya onun yüzünden vurdum Onun yüzünden babası beni terk etti onun yüzünden köylüler benden nefret ediyor



Pedro Segundo, "Oğlumu bulduğunuz zaman ben burada ol­ mak istemiyorum, patron," dedi sonra atını şoseden yana sürdü. * * * Öyle yalnızlık çektim ki bu olaydan sonra! O zaman bilmi­ yordum daha, yalnızlığın yakamı hiç bırakmayacağını, bana so­ kulan tek kişinin Rosa gibi yeşil saçlı, ekzantrik, bohem bir kız torun olacağını. Bu da yılların ötesindeydi zaten. Clara gittikten sonra çevreme bakındım ve Tres Marfas'da bir sürü yeni yüz gördüm. Eski dostlar ya ölmüş ya da uzaklaş­ mışlardı. Karımla kızımı yitirmiştim. Oğullarımla aramdaki ileti­ şim en alt düzeydeydi. Annem, ablam, sevgili Dadı, ihtiyar Ped­ ro Garda, hepsi göçüp gitmişlerdi. Rosa bile, unutulmuş bir acı gibi döner gelir oldu anılarıma. Otuz beş yıldır bana destek ol­ muş olan Pedro Segundo'ya da güvenemezdim artık. Durmadan ağlamaktan kendimi alamıyordum. Yüzümden aşağı akan yaşları elimle sildikçe yenileri sökün ediyordu. "Hepiniz cehennem olup gitsenize!" diye bağırıyordum evin uzak köşelerine. Boş odalarda geziniyordum, Clara'nın odasına giriyor, dolaplarını karıştırıyordum, onun giymiş olduğu birşeyler bulmak umuduy­ la. Ne olursa olsun, yeter ki yüzüme bastırabileyim ve uçucu bir an için de olsa karımın o tatlı, tertemiz kokusunu yeniden içime sindirebileyim. Onun yatağına yatıp yüzümü yastığına gömü­ yor, gece masasında bıraktığı şeyleri okşuyor ve kendimi tümden terk edilmiş, yapayalnız hissediyordum. Olup biten her şeyin suçu Pedro Tercero Garcfa'daydı. Onun yüzünden Blanca benden kopmuştu, onun yüzünden Cla­ ra'yla kavga etmiştim, onun yüzünden Pedro Segundo çiftlikten ayrılmıştı ve köylüler bana kin dolu gözlerle bakıp arkamdan fı­ sıldaşıyorlardı. Zaten her zaman bir çıbanbaşı olmamış mıydı bu çocuk? Daha ilk baştan vurmalıymışım kıçına tekmeyi! Oysa ba­ basıyla dedesine olan saygım yüzünden işleri sürüncemede bırak­ mıştım, bunun sonucu olarak da ciğeri beş para etmeyen o süp­ rüntü parçası benim dünyada en kıymetlim olan şeyi çalmıştı. Kasabadaki polis karakoluna gittim, onu aramamda yardımcı ol­ sun diye nöbetçiye rüşvet yedirdim. Bulduklarında onu hapse at208" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)


Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar