Burada kolları kitaplarla yüklü, Alba'nın o ağır çellosunu peşlerinden sürüyerek dolaşıyorlardı. İlk karşılaşmalarında Alba gencin kolunda ufak bir rozet taşıdığını seçmişti: kalkık bir yum ruk. Esteban Trueba'nın torunu olduğunu ona söylememeye ka rar verdi. Ömründe ilk olarak, bütün kimlik kağıtlarının üstün deki soyadım kullandı: Satigny. En iyisinin gerçeği öbür okul ar kadaşlarından da gizlemek olacağını çarçabuk algıladı. Beri yan dan öğrenciler arasında çok sevilen Pedro Tercero'yla ve küçük ken dizlerinde oturduğu, şimdi her dilde tanınan ve şiirleri slo gan niyetine duvarlara yazılan Şair'le dost olduğunu söyleyip övünebilirdi. Miguel devrimden konuşuyordu. Bu düzendeki şiddete ihti lalin şiddetiyle karşılık vermek gerektiğini söylüyordu. Ne var ki Alba politikaya meraklı değildi, yalnızca aşktan konuşmak İsti yordu. Dedesinin demeçlerinden, Jaime Dayıyla tartışmalarından ve sonu gelmeyen seçim kampanyalarından bıkmış, usanmıştı. Kendisinin karıştığı tek politik eylem öbür öğrencilerle birlikte, görünürde hiç neden yokken gidip A.B.D. Elçiliğini taşlamak ol muştu. Bu yüzden bir haftalığına okuldan uzaklaştırılmıştı. Bu da dedesinin neredeyse ikinci bir kalp krizi geçirmesine neden oluyordu. Gelgelelim üniversitede politikadan kaçınmak olanak sızdı. O yıl başlayan bütün öğrenciler gibi Alba da kafelerde sa bahlara dek süren toplantıların tadını aldı. Dünyada yapılması gereken değişiklikleri konuşuyor ve birbirlerinden fikirlerin ate şini kapıyorlardı. Alba eve geç saatlerde dönüyordu, ağzı apacı, giysileri buram buram sigara kokarak, içi kahramanlıkla tutuşa rak. Zamanı gelince yüce bir dava için canını vereceğinden emin di. Bir gün, grev yapan işçilere dayanışma göstermek için üniver sitede bir binayı işgal eden öğrencilerin arasına o da karıştı, her hangi bir ideolojik inanç değil de Miguel'e olan aşkı uğruna. Öğ renciler günlerce binada üslendiler; heyecanlı tartışmalar, polisle re fırlatılan sövgüler yüzünden sesleri kısıldı. Kum torbalarıyla, ana avludan söktükleri parke taşlarıyla barikatlar kurdular. Kapı larla pencereleri mühürlediler. Niyetleri binayı bir kaleye dönüş türmekti. Ama sonunda polislerin girmesinden çok öğrencilerin çıkmasını engelleyen bir zindan ortaya çıktı. Bu Alba'nın evin den uzakta geçirdiği ilk geceydi. Miguel'in kollarında, gazetelerle boş bira şişelerinin arasında, arkadaşlarının sıcacık yakınlığıyla" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar