hiçbir şeyin değişmeyeceğini çünkü bunun yalnızca eski şırınga nın ucundaki iğneyi değiştirmek anlamına geleceğini, devrimin oy sandığında yapılamayacağını, ancak İnsanların kanlarını akıta rak gerçekleşebileceğini anlatıyordu. Noksansız fikir özgürlüğü ne dayanan barışçıl ve demokratik bir devrim düşüncesi kavram ların birbiriyle çelişmesinden ibaretti. Alba, Miguel'in bu dediklerini anlattığı zaman Jaime, "Za vallı çocuk oynatmış!" dedi. "Biz kazanacağız, o da dediklerini geri almak zorunda kalacak. 11 Bu zamana kadar Jaime, Miguel'den uzak durmayı başarmış tı. Onunla tanışmak İstememişti, çünkü mesleğine sığmayan gizli bir kıskançlık içini kemirmekteydi. Alba'yı kendi eliyle dünyaya getirmiş, yüzlerce kez dizinde hoplatmıştı. Ona okumasını öğret miş, okul giderlerini ödemiş, yaş günlerini kutlamıştı. Kendini baba yerine koyduğundan onun kadın olduğunu görmenin tedir ginliğini silkip atamıyordu. Şu son yıllarda ondaki değişimi göz lemlemişti. Gerçi İnsanlara bakım sağlamak konusundaki uzun deneyimi bir kadına böylesi şahane güzellik kazandırabilecek tek şeyin aşk olduğunu ona öğretmişti, ama o gene de kendini kan dırmacalarla oyalayıp durmuştu. Alba'nın neredeyse bir günde olgunlaştığını, yeniyetmeliğin belirsiz biçimini geride bırakarak doygun ve sevecen bir kadının bedenine kavuştuğunu gözleriyle görmüştü. Gülünç bir ısrarla, her şeye karşın yeğeninin tutkusu nun gelgeç bir heves olmasını umuyordu, çünkü duygularının en gizli köşesinde onun herhangi bir erkeği kendisini, Jaime'yi ge reksediğinden daha çok gereksemesini kabul etmeyen bir şey var dı. Gene de Miguel'i bilmezlikten gelmeyi artık sürdüremezdi. İşte bu sıralarda Alba ona Miguel'in ablasının hasta olduğunu söyledi. "Miguel'le konuşmanı İstiyorum," diye yalvardı. "Bana ablasını anlatsın. Bunu yapar mısın benim için? 11 Jaime semt kafesinde Miguel'le ilk karşılaştığı zaman bütün kuşkuları sıcak bir yakınlık duygusunun seline kapılıp gitti, çün kü masanın karşısında oturan adam onun beklediği gibi huysuz, kibirli bir aşırı zorba değildi, ablasının hastalığının belirtilerini anlatırken ağlamamak için kendini zor tutan duygulu bir genç erkekti. Jaime, "Hadi, beni götür de ablana bakayım," dedi. 340" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar