Jaime yıllar yıllar sonra tekrar Amandayi görür



Miguel'le Alba onu kentin bohem semtine götürdüler. Ken­ tin göbeğinde, çelik ve camdan yapılma çağdaş binaların hemen yakınındaki dik bir tepenin yamacında ressamların, seramikçi ve yontucuların sokakları oluşmuştu. Sanatçılar, eski evleri küçük dairelere ve stüdyolara bölerek buralarda yuvalanmışlardı. Elişi yapanların atölyelerinde ışık alsın diye camdan tavanlar vardı, ressamlarsa bir sefalet ve şaşaa cenneti olan karanlık oyuklarda barınıyorlardı. Bu daracık sokaklarda güven dolu çocuklar oynu­ yor, uzun entarili güzel kadınlar bebelerini sırtlarında, kalçala­ rında taşıyor, sakallı, kayıtsız, uykulu erkekler kapı önlerine, kö­ şelere attıkları iskemlelerden önlerinde akıp geçen yaşam selini seyrediyorlardı. Miguel, Alba ve dayısı saçağının kornişi boyun­ ca küçük aşk perisi oymaları bulunan ve kremalı pastaya benze­ yen Fransız tarzı bir evin önünde durdular. Yangın merdiveni olarak yapılan ama evin sayısız bölümlere bölünmesiyle tek giri­ şi olup çıkan dar bir merdivene tırmandılar. Çıkarlarken merdi­ ven kendi üstüne doğru çöreklenerek onları keskin bir sarmısak, marihuana ve neft yağı kokusuna boğdu. Miguel en üst katta, tu­ runcu bir kapının önünde durdu. Bir anahtar çıkartıp kilitte döndürdü, içeri girdiler. Jaime'yle Alba bir an bir kuşçu dükka­ nına girmiş gibi oldular. Oda yuvarlaktı, tepesinde Bizans stili gülünç bir kubbe vardı ve bunun çevresindeki pencerelerden kişi kentin tüm çatılarını görebiliyor, bulutlara yakınlaşmış gibi olu­ yordu. Pencere pervazına kuşlar yuva yapmış, camların kirine pislikleriyle tüylerini de eklemişlerdi. Odadaki tek masanın ba­ şındaki bir sandalyede bir kadın oturmaktaydı. Sırtındaki eski püskü kimononun önünde bir ejderha işlemesi vardı. Jaime'nin onu tanıması saniyeler aldı. "Amanda ... Amanda ... " Yirmi yıldan fazladır görmemişti onu. O sıralar ikisinin de Nicolas'a olan sevgisi birbirlerine olan sevgiden baskın çıkmıştı. Bu arada tıbbiyedeki ders kitaplarını ezberden okuyarak gidip gelen o ıslak, yatık saçlı, atletik yapılı genç adam, hasta yatakları­ nın üzerine eğilmekten sırtı hafif kambur, bir yetişkin erkek olup çıkmıştı. Şimdi saçları kırlaşmış, yüzü ciddileşmiş ve gözle­ rine metal çerçeveli gözlük takmış olmasına karşın temelde hala o eski İnsandı. Gene de şimdi Amanda'yı tanıyabildiğine göre çok sevmiş olsa gerekti. Amanda'nın göründüğü kadar yaşlı olmasının" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar