İkincisi kolundan kavradı Zülfikar' ı: - Dur bakalım, nereye kaçıyorsun"? Zülfikar silkindi, kolunu kurtardı. Adam aldırmadı: - Nişancıysan bir daha vur da göreyim. Üçüncüsü horozlandı, ardından: - Pöhh! O dediğin zor! .. Kız girdi araya, uzattı elindeki dolu tüfeği. Zülfikar gene sağ avucuyla kavradı, desteksiz doğrulttu, tetiği çekti, top fırladı, havuza düştü. Pavyonun önünde toplananlar artıyordu. Yeni gelenlerle atışları görenlerin konuşmaları karışıyordu birbirine. - Kim vurdu?' - Öndeki Türko! - Hangi Türko, kırmızı feslisi? Bir başkası kanşıyordu söze: - İkisi de kırmızı fesli! - Sağdaki, uzunu! İki el attı, ikisinde de vurdu. - Doğru söylüyorsun - Hadi bir daha atsın, biz de görelim! İlk çeteci yine parladı: � Ayazda mı kaldı bre sen? Kızın gözleri ışıldıyordu Zülfikar'a bakarken. Vaatler dolu gülüşteriyle daha yaklaşmıştı. Yine doldurup uzattı tüfeği. Boş eliyle Zülfikar'ın elini tuttu. - Bu benden. Benim için at! Zülfikar kırarnadı kızı. Tüfeği aldı, bir kez daha tek elle doğ rulttu, tetiği çekti. Top yine uçtu. Çetecilerin öfkesi taştı. En yakın olanı omuzundan itti Zülfikar'ı: - Bas vre pis Türko! Git buradan! İkincisi üstüne yürüdü: - Fiyaka mı yapıyorsun yoksa bize?" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
Kayıtlar
0 Yorumlar