Zaman geldi, sevgilim," dedi. "Beni arama ve bekleme. Seni seviyorum." Alba, "Miguel! Ben de seninle gelmek İstiyorum!" diye ba ğırdı. "Benden kimseye söz etme, Alba. Arkadaşlarımızın hiçbi riyle görüşme. Bütün adres defterlerini, kağıtlarını yırt, benimle ilgili her şeyi ortadan kaldır." Miguel sonra, "Seni her zaman se veceğim. Bunu hatırla sevgilim," diyerek telefonu kapadı. Sokağa çıkma yasağı iki gün sürdü ve bu Alba'ya bir sonsuz luk gibi geldi. Radyo marşlar çalıyor, televizyonda yalnızca memleket manzaralarıyla karton filmler gösteriliyordu. Günde birçok kez Cunta'nın dört generali bayrakla arma arasında otur muş olarak ekranda görülüyor ve çeşitli bildiriler okuyorlardı. Ülkenin yeni kahramanları onlardı. Dışarı çıkanın vurulması için verilmiş komuta karşın Senatör Trueba komşusunun evinde ki kutlama şenliğine katılmak üzere sokağın karşı yanına geçti. Toplantının şamatası sokakta devriye gezen askerleri kaygılan dırmıyordu, çünkü burası askerlerin aykırı bir olay beklemedik leri bir mahalleydi. Blanca ömrünün en feci migrenine yakalan mış olduğunu ileri sürerek odasına kapandı. Geceleyin Alba onun mutfakta birşeyler arandığını duyunca açlığının migrenin den baskın çıkmış olduğunu tahmin etti. Bu iki günü Alba katık sız bir umarsızlık içinde, evde dönüp dolanarak geçirdi. Ja ime'nin kitap tüneliyle kendi raflarını elden geçirerek tehlikeli olabilecek her şeyi ortadan kaldırdı. Onun gözünde küfür gibi bir şeydi bu. Dayısı dönüp geldiği zaman ona ateş püskürecek ve bir daha hiç güvenmeyecekti, hiç kuşkusuz. Alba arkadaşlarının telefon numaralarını yazdığı adres defterini, en kıymetli aşk mektuplarıyla Miguel'in resimlerini de ortadan kaldırdı. Olup bitenlere karşı kayıtsız kalan ve canları sıkılan hizmetçi kadınlar sokağa çıkma yasağı boyunca empanada'lar1 yaparak oyalandılar. Yalnızca aşçı durmadan ağlıyor ve dışarı çıkıp hiç haber alama mış olduğu kocasına kavuşacağı dakikayı iple çekiyordu. İnsanların çıkıp yiyecek alabilmeleri için sokağa çıkma yasa ğı birkaç saatliğine kaldırıldığı zaman Blanca dükkanların şu son üç yıldır iyice kıtlaşmış olan şeylerle dolu olduğunu görünce şaş kınlıktan neredeyse dilini yuttu. Hepsi de, sanki büyü marifetiyI Empaııada: Bir tür turta. (Yay.)" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar