Alba, Clara'nin dizleri dibinde ,Alba dedesi ile çiftliği geziyor Esteban benim çocuklarımın hepsindalak bu yüzden bunciftlik senin olacak



krizi tutunca, hep üstünde taşıdığı küçük bir gümüş çıngırakla torununu çağırırdı. Alba koşarak gelir, avuntu sözleri fısıldaya­ rak onu kucaklardı, çünkü uzun deneyimlerin sonucundan ikisi de biliyorlardı ki astımın tek şifası sevilen birinin uzun uzun sar­ maşmasıdır. Clara'nın güleç ela gözleri, dağınık topuzundan is­ yancı teller kaçan kır karışmış, parlak saçları, badem biçimi tır­ nakları, uzun, yüzüksüz parmaklarıyla pek güzel olan beyaz elle­ ri vardı. Bu eller sevgi jestleri, fal kartlarının düzenlenmesi ve ye­ mekten önce dişlerinin takılması dışında pek işe yaramazdı. Alba günlerini onun peşinden gidip eteklerine sokularak, öykülerin­ den birini anlatsın, vazoları zihinsel gücüyle oynatsın diye ona yalvararak geçiriyordu. Korkulu rüyalardan bunaldığı, Nicolas Dayının öğretileri çekilmez olduğunda Alba anneannesinde gü­ venilir bir sığınak buluyordu. Clara ona kuşlara bakmasını, onla­ rın her biriyle kendi dilinde konuşmasını öğretmişti;· doğadaki gelecekle ilgili belirtileri okuyabilmesini ve yoksullar için lastik örgü atkı örmesini de. Anneannesinin köşedeki büyük evin can damarı olduğunu Alba biliyordu. Ötekilerin hepsi bunu sonradan, Clara ölüp de büyük ev o göçebe dostlarını, şakacı ruhlarını ve çiçeklerini yiti­ rerek gerileme dönemine girdiği zaman öğrendiler. * * * Alba, Esteban Garcfa'yı ilk gördüğünde altı yaşındaydı ama onu hiç unutmadı. Onu daha önce de, dedesiyle yaptığı yaz gezi­ lerinde Tres Marfas'da görmüş olsa gerekti. Esteban Trueba toru­ nuna mülkünü gezdirmeyi severdi ve çayırlardan yanardağa ve küçük tuğla evlere kadar her şeyi içine alan geniş bir kol sallama­ sıyla, bu toprağı sevmeyi öğrenmesi gerektiğini çünkü bunun bir gün onun malı olacağını söylerdi. "Çocuklarımın hepsi ahmak, 11 derdi torununa. "Tres Marfas onlara kalsa bir yıla varmaz gene harabe olur çıkar, tıpkı baba­ mın zamanında olduğu gibi." "Bütün bunlar senin mi, Dede? 11 "Hem de her karışı. Pan-American şosesinden şu gördüğün dağ doruklarına kadar. Görüyorsun değil mi dağların dorukları­ nı?"" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar