Esteban Clara ve Rosanin mezarininayni yere taşımak istiyor ve onlar için heykel büstü yapıyor ama her ikisinin kardeşleri buna karşı çıkıyor bu yüzden Esteba ve Oğlu Jaime bir akşam gizlice mezarlığa girip Rosa'nin mezarını kaziyor



Mozole üstündeki çalışmalar Clara'nın ölümünden az sonra başladı, ama yapının bitmesi hemen hemen iki yıl sürdü, çünkü ben yeni yeni, pahalı ayrıntılar ekleyip duruyordum: yaldızlı go­ tik harflerle yazılmış mezartaşları, güneş İçeriye girebilsin diye ufak bir cam kubbe, içerlek bahçede kullanılmak üzere Roma çeşmelerinden aktardığım hünerli bir yöntem: İçerlek bahçeye diktiğim, iki kızkardeşin en gözde çiçekleri olan güllerle kamel­ yalar bu yöntem sayesinde sonsuza dek sulanacaktı. Heykeller de bir başka sorundu. Birçok çizimleri geri çevirdim, çünkü benim İstediğim bir çift bön suratlı melek değil, Rosa ile Clara'nın aslı­ na uygun portreleriydi, yüzleriyle elleriyle, gerçek biçimleriyle. Sonunda bir Uruguaylı heykeltıraş benim kafamdan geçirdiğimi gerçekleştirdi ve heykeller tam benim İstediğim gibi oldu. Proje tamamlanınca karşıma beklenmedik bir engel çıktı: Rosa'yı yeni kahire taşıyamıyordum, çünkü del Valle'ler buna karşı çıkıyor­ lardı. Onların aklını yatırmaya çalıştım. Düşünebildiğim her tür­ lü nedencenin yanısıra armağanlar ve baskı kullandım, politik gücümden bile yararlanmaya çalıştım, ama boşuna. Kayınbira­ derlerim nuh diyor peygamber demiyorlardı. Nivea'nın başı ko­ nusunu işitmiş ve bunu yıllarca bodrumda sakladığım için bana kızmış olsalar gerekti. Onların bu inadına karşı ben de Jaime'yi çağırdım ve hazırlanıp benimle mezarlığa gelmesini, Rosa'nın na­ aşını çalacağımızı söyledim. Oğlum şaşırmadı. "Vermezlerse biz de onu zorla alırız," dedim. Bu gibi işlerde adet olduğu üzere geceleyin gidip bekçiye rüşvet yedirdik, tıpkı yıllar önce, oradaki ilk gecesinde Rosa ile birlikte olmak İstediğim zaman yaptığım gibi. Elimizde aletleri­ mizle iki yanı selvili yoldan yürüdük, del Valle'lerin aile kabrini bulduk ve bu hazin m'ezar açma işine giriştik. Rosa'nın sonsuz uykusunun başında nöbet duran ağır taşı dikkatle kaldırdık, o beyaz tabutu hücresinden çektik. Tabut umduğumuzdan çok da­ ha ağırdı, bekçiden yardım İstemek zorunda kaldık. O daracık, loş yerde, aletlerimizle birbirimizin ayağına dolaşarak çalışmak rahat değildi. Tere batmıştık. Jaime bir cep termosuyla brendi getirmeyi akıl etmişti; yürek bulmak için ikimiz de birer yudum içtik. Kör inançlarla ilişkimiz olmamakla birlikte haçlar, kubbe­ ler, mezartaşlarıyla dolu olan o ölüler kenti bizi tedirgin etmişti. Soluğumu alabilmek için kabrin basamağına oturdum ve bir ta­ butu çekmekle kalp atışımın temposu bozulduğuna göre bende" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar