Soru: Daha önce, çilekli ekmekten bir ısırık aldın ve durdun. BTS'in resmi şefi olarak, yorumun nedir?
Jin: Şahsen çilekleri severim; fakat çilek aromalı olan şeyleri sevmiyorum.Bu tıpkı çikolatayı sevmesem de çikolata aromalı şeyleri yapmam gibi. Yemek yapıp üyelere vermemin sebebi de bu. Ama Suga'nın yorumları çok detaylı oluyor... O benim yemeklerimin tadının ucuz restorandaki yemekler gibi olduğunu söylüyor. Ama bu kalbimi kırmıyor. Yemek istediğim yemekleri yapmaktan mutluyum ben.
Soru: Çok temiz olduğunu duydum. Yurt dağıldığında üyelerle nasıl bir anlaşma yapıyorsun?
Jin: Artık temizlemiyorum. Pes etmeyeceğim. Çocuklar bulaşıkları yıkamıyor, ben de ne olacağını görsünler diye yıkamıyorum; ama bu çok rahatsız edici. Tahta çubukların kokusunu sevmiyorum; bu yüzden metal çubuk kullanıyorum. Yine de onları özgürce kullanamadığım için üzgünüm. Çocukların rahatsız olduğunu sanmıyorum bu yüzden kendimle savaş veriyorum. Sonraları, ev kirlediği zaman, dikkatlice onlara bulaşıkları yıkamalarını söylemem gerekiyor.
Soru: BTS'in en büyük olanı sensin. Nelerden korkarsın?
Jin: Böceklerden ve hayaletlerden. Böcek görmekten değil; böceklerin vücuduma girmesinden gerçekten korkarım. Korku filmlerini izlemekte cidden kötüyüm. Lisenin ilk yıllarında, aramız garip olan bir çocukla korku filmi izledim ve film farkına varmadan ona sarılmamla bitti. Gelecekte eğer özel korku çekimleri yaparsam, bayılabilirim.
Soru: Supermario hayranı olduğunu duyduk. McDonalds'ın yakınlarda oyuncaklarla özel bir etkinliğinin olacağını biliyor muydun?
Jin: Haziran ayında çıkacağını söylediler. Arkadaşlarım çok farklı oyuncak türleri olduğunu ve benim için yemek yiyip oyuncakları toplayacaklarını söylediler. Hamburgerleri sevmiyorum; bu sebeple oyuncakları kendim yiyerek toplayamam.
Soru: Animasyonların büyük bir hayranı olduğun hakkında söylenti var. Son zamanlarda izlediğin bir şeyler var mı?
Jin: Animasyon filmlerini severim;, ama bu karakterleri sevdiğim anlamına gelmiyor. Mamoru Hosoda ya da Hayao Miyazaki filminde insanların ifade edemeyeceği şeyler var. İnsanların oyunculuğunu izlediğim zaman, analiz yapıyorum. "Ah, bu kişi karakteri bu şekilde ifade etmeye çalışıyor." diye düşünürüm ve dizinin modu (*dizinin hissini) bozuluyor.
Soru: Yurtta, en büyüksün; ama evde, en küçük olansın. (Ailen için) Ne tür bir çocuksun?
Jin: Uzun zaman önce, benden 2 yaş büyük abim evin merkeziydi. Fakat şimdi "en popüler" olan benim. Teyzem beni aradı ve evin gururu olduğumu söyledi. Son zamanlarda anneme; "Ben yeterince ilgi odağıyım, biraz da abimle ilgilenin" diyorum. (güler)
Soru: Çoktan ilk çocuğun için isim seçtin. Aile planlamanı şimdiden yaptın mı?
Jin: İlk çocuğum kız, ikinci çocuğum erkek olacak. Oğlumun bir ablası olmasını gerçekten çok istiyorum. İdeal bir abla imajını kafamda çizdim. Ablası olan çoğu kişi, ablanın erkek kardeşinin cebindeki cüzdana para koyduğunu söylüyor. Ama benim abim benim cebimden para alıyor! Ve uzun bir zaman önce, arkadaşım ablasının ona yemek yapmak için eve gittiğini söylediğinde travma geçirdim. Bir ablanın küçük kardeşine yemek yapacağını hiç düşünmemiştim. Oğlumun adı, aile ortak hecesini taşıyacak ve Yoosun olacak, bu ismi Yoobi'nin oğlundan aldım. Benim adımın aile ortak hecesine göre olmadığını öğrendiğimde üzülmüştüm.
Soru: Güzel yüzünün aksine vahşi yanının ortaya çıktığı zamanlar var mı?
Jin: Henüz yok; ama SBS'in <Laws of the Jungle> (Bizdeki Survivor gibi bir program) gibi bir programa gidersem olacağını düşünüyorum. Yerli kabilelerin yemeklerini denemek istiyorum. Titiz biriyim; ama dışarıda uyuyabilirim. Bu beklenmedik bir şey, değil mi?
Soru: Muhtemelen okuldaki derslerine çok sık gidemiyorsun. Kendini ne tür öğrenci olarak görüyorsun?
Jin: Sınavlara giriyorum. Pazarları <Laws and the Legal Mind> adlı ders için 8 saat çalışıyorum. Ama konuyu hiç anlamıyorum. Belki de şimdi 3. ve 4. sınıf öğrencileri olduğu içindir, arkadaşlarım çok yorgun görünüyor. Ben sadece OT gibi eğlenceli şeyleri hatırlıyorum; ama arkadaşlarım iş bulmak konusunda çok stresliler.
Soru: Eğer şu an kaçsaydın, en çok ne yapmak isterdin?
Jin: Gitmek istediğim bir restoran buldum. Anneme, benimle yemeğe çıkmasını söylerdim. Yemek yediğimde, mutlu hissediyorum ve herkes melek gibi görünüyor. Ah, ama bu sadece istediğim yemekleri yediğim zaman geçerli. Geçenlerde, tvN'nin <Let's Eat> dizisini izledim ve canım acayip noodle çekmeye başladı. Bu yüzden bir restorana gittim; ama pişman oldum. Restoranda yapılan noodleların suni aromaları çok güçlü oluyor.
Türkçe Çeviri: Taeyaren
Eng. Trans: http://seobangniiiiim.tumblr.com
0 Yorumlar