Altın dişim mi olacak?



"Öyleyse şimdi başlıyoruz! Zülfikar'ın duraklarlığını gördü. Trene yetişeceğini hatırladı. Duvar saatine baktı: 

- Şimdi yalnız beş dakika ... Tomasını aldı eline. - Ağriyan dişler başka. Şiş diş değil. Onu çekeceğiz. Ağrıyan iki diş var, onlara ilaç koyacağım. Gideceksiniz, İsmail Efendi Ek­ şisu'dan dönecek gelecek, ikindi de çalışacağız. Dediği gibi ağrıyan iki dişi hafif oydu. İlaçladı. 

lsmail'e: - Şimdi kalk! dedi. lkindide gelecek oturacaksın koltukta. Bir saat, belki bir buçuk saat dayanacaksın, ağzı temizleyeceğiz, sonra rahat!.. Üç günde bir geleceksin, bir ay sonra ağız yeni olacak, bü­tün dişler sağlam! Ceviz badem kıracak, yiyeceksin! ..

 İsmail dayanamadı. Ağzını açtıkça görünecek üç beş altın dişi olması gece gündüz dilediği bir düştü.

 - Altın mı? Nikodemos, Zülfikar Bey'e baktı, olumlu bir baş işaretiyle karşılık aldı. 
- Bazisı altın, bazısı değil ! Yerine göre ... Zülfikar Bey, bir Aziz Altını bıraktı küçük masanın üstüne:

 - Kalanını dişler bitince öderim, dedi... Nikodemos: - Aman beyim, dedi. Yola gidiyorsunuz, acele etmeyin ... Altını. geri vermek istedi

. - Belli olmaz, lazım olur? 

Zülfikar: - Olmaz, dedi, kapıya yöneldi. Dişçiden çıkarken ilaç henüz etkisini göstermese de İsmail diş agrilarini unutmuştu. Trene saatinde yetiştiler. Ekşisu Florina arası, Borosnika, Ba­ nitza istasyonlarındaki duraklamalada bir saat çekerdi. Zülfikar, Florina'da trenden inerken, hava kapanmış, çisiltili yağmur gibi ha­fif kar serpiştirmeye başlamıştı. Mustafa'nın, istasyon rihtımında," (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,

Yorum Gönder

0 Yorumlar