Life Is Worth Living
Hayat yaşamaya değer
Ended up on a crossroad
Bir kavşak sona erdi
Tried to figure out which way to go
Ne yapmak gerektiğini anlamaya çalıştım
It's like you're stuck on a treadmill
Bir koşu bandının üzerinde takılmışa benziyorsun
Running in the same place
Aynı yerde koşuyorsun
You got your hazard lights on now
Kabul etmek zorundasın ki şimdi tehlike ışıkların yanıyor
Hoping that somebody would slow down
Umarım biri (seni) yavaşlatabilir.
Praying for a miracle
Bir mucize için dua ediyorum
Ooh show you grace
Oh nezaket göstereyim
Had a couple dollars and a quarter tank of gas
Bir kaç dolar ve bir çeyrek depo benzin almalısın
With a long journey ahead
Önümüzdeki uzun yolculuk için
Seen a truck pull over
Bir kamyonun kenara yanaştığını görünce
God sent an angel to help you out
Tanrı size yardım etmek için bir melek gönderdi
He gave you direction
O seni yönlendirdi
Showed you how to read a map
Bir haritayı nasıl okuyacağını gösterdi
For the long journey ahead
Önümüzdeki uzun yolculuk için
Said it ain't over
Dedi ki: bu bitmedi
Oh, even in the midst of doubt
Oh, Şüphelerin tam ortasında bile
Life is worth living
Hayat yaşamaya değer
Life is worth living, so live another day
Hayat yaşamaya değer, öyleyse başka bir günü yaşa
The meaning of forgiveness
Bağışlayıcılığın anlamı
People make mistakes, doesn't mean you have to give in
İnsanlar hatalar yapar, bu pes ettiğin anlamına gelmez
Life is worth living again
Hayat yine de yaşamaya değer
Relationship on a ski slope
İlişkimiz bir kayak pisti üzerinde
Avalanche comin' down slow
Çığ yavaş yavaş geliyor
Do we have enough time to salvage this love?
Bu ilişkiyi kurtarmak için yeterli vaktimiz var mı?
Feels like a blizzard in April
Nisan ayında bir kar fırtınası gibi hissediyorum
Cause my heart, it's just that cold
Çünkü kalbüm, o kadar soğuk
Skating on thin ice
İnce buz üzerinde kayıyor
But it's strong enough to hold us up
Ama o (buz) bizi tutacak kadar güçlü
Seen her scream and holler
Kızın çığlığını ve haykırışını gördüm
Put us both on blast
--??Büyük patlamaya ikimizi de koy
Tearing each other down When I thought it was over
Her şeyin bittiğini düşündüğüm zaman diğerinin düşüşüne ağlıyoruz.
God sent an angel to help you out
Tanrı size yardım etmek için bir melek gönderdi
He gave us direction,
O bizi yönlendirdi
Showed us how to make it last
Nasıl dayanacağımızı gösterdi
For the long journey ahead
Önümüzdeki uzun yolculuk için
Said it ain't over
Dedi ki: bu bitmedi
Oh, even in the midst of doubt
Oh, Şüphelerin tam ortasında bile
Life is worth living
Hayat yaşamaya değer
Life is worth living, so live another day
Hayat yaşamaya değer, öyleyse başka bir günü yaşa
The meaning of forgiveness
Bağışlayıcılığın anlamı
People make mistakes, doesn't mean you have to give in
İnsanlar hatalar yapar, bu pes ettiğin anlamına gelmez
Life is worth living again
Hayat yine de yaşamaya değer
Life is worth living again
Hayat yine de yaşamaya değer
What I get from my reflection
Yansımamdan ne alırım
Is a difference in perception?
Algılamada bir farklılık var mı?
From what the world may see
Dünyayı görebildiğimiz kadarıyla
They tried to crucify me
Onlar beni çarmıha germeye çalıştı
I ain't perfect, won't deny
Mükemmel değilim, inkar etmiyorum
My reputation's on the line
Benim şöhretim çizgi üzeride
So I'm working on a better me
Yani kendimi geliştirmek için çalışıyorum
Life is worth living
Hayat yaşamaya değer
Life is worth living, so live another day
Hayat yaşamaya değer, öyleyse başka bir günü yaşa
The meaning of forgiveness
Bağışlayıcılığın anlamı
People make mistakes
İnsanlar hatalar yapar
Only God can judge me
Beni sadece Tanrı yargılayabilir
Life is worth living again
Hayat yine de yaşamaya değer
Another day
Başka bir gün
Life is worth living again
Hayat yine de yaşamaya değer
0 Yorumlar