Liesel, Bana anne ona baba diyeceksin

"Belli aralıklarla ona tahta kaşıkla vurmayı ve hakaretler yağdırmayı da içeriyordu. Himmel Sokağı’nda iki hafta yaşadıktan sonra Liesel nihayet banyo yaptığında, Rosa ona neredeyse kemiklerini kırıp vücudunu çürükler içinde bırakacak kadar sıkı sarıldı. Küçük kızı göğüslerinin arasında neredeyse boğarken, “Nihayet! ” dedi. Birkaç ay sonra artık Bay ve Bayan Hubermann değillerdi. Her zamanki açık sözlülüğüyle Rosa şöyle dedi: “Beni dinle, Liesel; bundan sonra bana anne diyeceksin. ” Bir an düşündü. “Gerçek annene nasıl sesleniyordun? ” Liesel sessizce cevap verdi. “Auch mama; yine anne. ” “O halde ben de Anne İki’yim. ” Rosa kocasına baktı. “Ve şu adam. ” Sanki kelimeleri avucunda topluyor, onları vurarak birbirine yapıştırıyor ve masanın üzerine fırlatıyordu. “Şu pis domuz, şu Keriz, ona baba diyeceksin, verstehst? Anladın mı? ” “Evet, ” dedi Liesel. Bu evde hızlı cevap vermek takdir ediliyordu. “Evet, anne, ” diye düzeltti annesi. “Domuzkız. Benimle konuşurken bana anne diyeceksin. ” Hans Hubermann o anda bir sigara daha sarmayı yeni bitirmiş, kâğıdı yalamış ve yapıştırmıştı. Liesel’e bakarak göz kırptı. Liesel ona baba demekte hiç zorlanmayacaktı." (Hırsızı Kitap – Markus Zusak)

Kitap Oku, Read Book, Turkish-Turkce,
 bayramcigerli.blogspot.com, Markus Zusak, Kitap Hırsızı, Saçma Sapan,

Yorum Gönder

0 Yorumlar