Kitap Oku, Read Book, Turkish-Turkce,
bayramcigerli.blogspot.com, Markus Zusak, Kitap Hırsızı, Saçma Sapan,
Müşterilerine sövüp sayan Rose Hubermann
Rohat Fatih
15:31
"Sanki küfredeceği kişilerle ilgili bir yoklama listesi varmış gibiydi. Bay Vogel, Bay ve Bayan Pfaffelhürver, Helena Schmidt, Weingartner çifti. Hepsi o ya da bu yüzden suçluydu. Ayyaşlığı ve pahalı seks düşkünlüğü dışında. Rosa’ya göre, Ernst Vogel sürekli bitli saçlarını kaşıyor, parmaklarını yalıyor ve sonra da para veriyordu. “Eve dönmeden parayı yıkamam gerek, ” diye özetliyordu Rosa. Pfaffelhürver’ler yapılan işi eleştiriyordu. “Bu gömleklerde tek bir kırışık bile olmasın, lütfen, ” diye taklit ediyordu Rosa. “Şu takımda hiç kırışık olmasın. Orada durup hepsini benim yanımda inceliyorlar. Tam gözümün önünde! Ne saçmalık! ” Weingartner’ler görünüşe bakılırsa sürekli tüy döken kedileri olan aptal insanlardı. “Bütün o tüylerden kurtulmak ne kadar zamanımı alıyor, biliyor musun? Her yer tüy! ” Helena Schmidt zengin bir duldu. “O sakat moruk, oturduğu yerde bütün parasını çarçur ediyor. Hayatı boyunca bir gün bile çalışması gerekmemiş. ” Ancak Rosa en çok 8 Grande Caddesi’ne sinir oluyordu; Molching’in üst kesimlerinde, yüksek bir tepenin üzerindeki büyük bir eve. “Bu, ” dedi, Liesel’i oraya ilk götürdüğünde parmağıyla işaret ederek, “valinin evi. O şerefsiz. Karısı bütün gün orada oturuyor ve bir ateş bile yakmıyorlar; orası hep buz gibi. Kadın delinin teki. ” Kelimelerini vurgulamıştı. “Kesinlikle. Deli. ” Kapıya geldiklerinde kıza işaret etti. “Sen gir. ” Liesel dehşete kapılmıştı. Birkaç basamaklı bir merdivenin tepesinde bakır tokmaklı büyük kahverengi bir kapı vardı. “Ne? ” Annesi onu itti. “Anneye ne denmez, Domuzkız. Yürü. ” Liesel yürüdü. Patikadan ilerleyip basamakları çıktı, bir an tereddüt ederek kapıyı çaldı." (Hırsızı Kitap – Markus Zusak)
0 Yorumlar