Uzakdoğu’da bir Budist tapınağı varmış. Buraya insanlar bilgeliğin sırlarını öğrenmek için geliyorlarmış. Bu tapınağın geçerli bir kuralı varmış. Bu kural, isteklerini konuşmayarak anlatmakmış.
Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı koşarak gelmiş ve nefes nefese kalmış. Bu yabancı uzun boylu, iri yapılı ve sakallı biriymiş. Kapıda ne yapacağını bilmeyerek öylece kapıda dikilmiş. Yabancı kapıda öylece konuşmayarak durmuş ve içeri bakarak beklemiş. Bu tapınağın kapısında herhangi bir zil ve tokmak yokmuş çünkü insanlar burada düşünsel olarak iletişim kurmaya inanıyormuş. Bir süre sonra kapı yavaşça açılmış ve içerden bir Budist gülümseyerek kapıya kadar gelmiş. Sonra, yabancıya dönmüş ve
……..………………
0 Yorumlar