Büyük Garcia Karınca istilasına son veriyor,Karıncalar ile konuşuyor. Karina Öldüren Teknisyen bunu nasıl yaptığını soruyor



"dışarı çıktı. Avludan geçerek meyve bahçesine girdi, bütün ev halkıyla bücür yabancı da peşinden. Yabancı dudak bükerek gü­ lümsüyordu: ulu Tanrım, şu zavallı vahşilere bak! Bu arada koca adam zarzor yere çömelerek karınca toplamaya girişti, karıncala­ rı mendile koydu, dört köşesini düğümledikten sonra mendili şapkasının içine yerleştirdi. "Şimdi size çıkış yolunu göstereceğim karıncalar ki buradan çıkın, ötekileri de beraberinizde alıp götürün." Koca adam bir ata bindi ve ağır ağır uzaklaştı. Bir yandan da mırıldanarak karıncalara öğütler veriyor, akıl öğretiyor, dualar ve efsunlu tekerlemeler okuyordu. Peşindekiler onun, çiftliğin gerisinde gözden yittiğini gördüler. Bay Brown yere oturmuş de­ liler gibi gülüp duruyordu. Sonunda Pedro Segunda Garda om­ zundan tutup sarstı onu. "Git de kendi ninene gül sen, bayım. Bu ihtiyar benim ba­ bam olur!" dedi. Pedro Garda alacakaranlıkta döndü. Attan ağır ağır indi, Pat­ r6n'a karıncaları şosenin kenarına bıraktığını bildirdi, sonra evine gitti. Yorulmuştu. Ertesi gün mutfakta hiç karınca kalmamıştı, ne de kilerde, ambarda, ahırlarda, kümeslerde, otlaklarda. Ev halkıyla köylüler her yanı gözden geçirerek ta ırmak kıyısına kadar gittiler­ se de ilaç için tek bir tane bile karınca bulamadılar. Uzman küplere bindi. "Göster bana, nasıl yaptın bunu!" diye tepindi. İhtiyar Pedro Garda, "Onlarla konuşarak yaptım, bayım," diye açıkladı. "Gidin, dedim, buradakilerin başına bela oldunuz, dedim. Anlarlar onlar." Bu olayı baştan sona olağan bulan tek kişi Clara oldu. Feru­ la'ysa bunu, mezbelelikte yaşadıklarının kanıtı olarak yorumluyor­ du. Burası ne Tanrının yasaları ne de bilim kurallarından etkilen­ meyen, insanlıktan uzak bir yerdi işte. Artık bugün yarın hepsi de süpürgelerine binerek gezer olacaklardı bu gidişle! Esteban hemen­ cecik onu susturdu, çünkü kimsenin çıkıp da karısının kafasına ye­ ni fikirler sokmasını istemiyordu. Şu son birkaç gündür zaten Cla­ ra gene gaiple uğraşmaya başlamıştı. Ruhlarla konuşuyor, saatler saati defterine yazılar yazıyordu. Okula, dikiş atölyesine ve kadın toplantılarına karşı tüm ilgisini yitirip gene her şeyi, "aman ne gü­ zel" bulmaya başlayınca onun yeniden gebe olduğunu anladılar. Ferula, "Hep senin suçun!" diye erkek kardeşine haykırdı. 119" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)


Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar