Clara konuşmaya başlar,İkizlerinin olacağını ve adlarını söyler.Esteban kendi isimlerinin verilmesini ister ama Clara bunu kabul etmez



"ameliyat daha yapmamakta direniyordu. Evde gerekli araç gere­ cin bulunmadığını söylüyordu; beri yandan o günlerde hastane­ ler büyük bir mikrop kaynağıydı ve oralara yatıp ölenlerin sayısı iyileşenlerin sayısından çoktu. Doğum yapacağı tarihten kısa bir süre önce bir gün Clara o sessiz Brahmanik sığınağından durup dururken yeryüzüne indi ve yeniden konuşmaya başladı. Bir fincan sıcak kakao istedi, son­ ra onu gezinmeye çıkarmamı önerdi. Yüreğim ağzıma geldi ve bütün ev sevinçle doldu. Bir şişe şampanya açtık, bütün vazolara çiçek koydurttum, Claraının en sevdiği çiçek olan gardenyalar­ dan ısmarlayarak odasına halı gibi döşettim, ama kokuları astımı­ nı azdırmaya başlayınca çarçabuk kaldırttım. Yahudi kuyumcu­ ların sokağına koşarak bir elmas iğne aldım ona. Clara bana uzun uzun teşekkürler etti. İğneyi aman ne güzel buldu, ama bir kez bile takmadı. Olmayacak bir yere kaldırıp unutmuş olsa gerekti, birlikte geçirdiğimiz şunca yıl boyunca ona aldığım bütün öteki takılar gibi. Dr. Cuevas'ı çağırdım, o da çay içmek bahanesiyle çıktı geldi, ama aslında Clara'yı gözden geçirecekti. Clara'yı oda­ sına götürdü, sonradan da Ferula'yla bana, onun ruhsal bunalı­ mından sıyrılmışa benzerse de doğumun güç olmasına kendimizi hazırlamamızı çünkü çocuğun çok büyük olduğunu söyledi. Tam o sırada Clara odaya girdi. Bu son cümleyi duymuş olsa ge­ rekti. "Her şey yoluna girecek," dedi. "Kaygılanmanıza hiç gerek yok." "Umarım bu oğlan olur da benim adımı verebiliriz," diye şa­ ka yaptım. Clara, "Bir değil iki," diye yanıtladı. Sonra, "İkizlerin adları Jaime ve Niçolas olacak," diye ekledi. Artık bu kadarına dayanamadım. Şu son aylarda üstüme bi­ nen onca baskının etkisiyle tepem mi attı ne. Burnumdan soluya­ rak, bunların ejnebi tüccarlara yaraşır adlar olduğunu, ne benim ne onun ailelerimizde hiç kimsenin böyle adlar taşımadığını, ikizlerden hiç değilse birisine, babamla benim adım verilerek Es­ teban denmesini ileri sürdüm. Gelgelelim Clara, aynı adların yi­ nelenmesinin, yaşama tanıklık eden anı defterlerinde karışıklık yarattığını anlattı. Kararı kesindi. Onun gözünü korkutmak için, sanırım dedemin dedesinin debdebeli günlerinin son kalıntısı 122" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar