Esteban tecavüz ettiği kadınlardan oluşan çocukları kabul etmiyor kapıya gelen kadınları ise biraz para veriyor ve eğer bir daha gelirse kirbaclayacagini söylüyor ayrıca Rosa'nin Annesi Tam bir kadın ve çocuk savunucusu oluyor



"hangi bir yardım İstese Esteban avucuna birkaç kağıt para sıkıştı­ rarak onu sepetliyordu. Kadın ilk gördüğü erkeğe kuyruk salla­ yıp da suçu ona yüklemek gibi bir niyet taşıyorsa vazgeçsin diye Esteban, bir daha karşısına çıkarsa onu kırbaçla kovalayacağını söyleyerek gözdağı veriyordu. Bu yüzden çocuklarının tam sayı­ sını hiçbir zaman öğrenemedi. İşin aslı şu ki umurunda değildi. Çocuk yapmanın sırası geldiği zaman kendi sınıfından bir kadın bulup kilisenin de onayını alacağını düşünüyordu, çünkü onun, 'çocuğum' diyebilecekleri ancak kendi soyadım taşıyanlar olabi­ lirdi. Ötekiler onun gözünde, hiç doğmamıştan farksızdı. Herkesin eşit doğduğu, eşit haklara sahip olduğu ve miras­ tan eşit pay alması gerektiği konusundaki sapık laflara da karnı toktu, çünkü böyle bir şey olursa herkesin işi biter ve uygarlık gene Taş Çağına dönerdi. Estenban Rosa'nın annesini anımsıyordu. Kocası zehirli şa­ rap olayından ödü koparak siyasetten çekilince Nfvea kendince bir siyasal kampanya başlatmıştı. Daha başka hanımlarla birlikte kendilerini Kongre ve Yargıtay binalarının bahçe kapılarına zin­ cirleyerek kocalarını gülünç düşürüyorlardı. Nfvea'nın gece so­ kağa çıkıp kentin dört bir yanındaki duvarlara kadın haklarını savunan posterler astığını, elinde süpürge, başında üç köşeli şap­ kayla güpegündüz kentin orta göbeğine giderek, erkeklerle eşit haklar istesinler, oy kullanıp üniversiteye gitme hakkına sahip çıksınlar, piçler de dahil tüm çocukların yasalarca korunmasını sağlasınlar diye kadınlara seslendiğini Esteban biliyordu. "O karı kafadan çatlak!" derdi her zaman. "Doğaya aykırı olur bu. Kadın milleti daha ikiyle ikinin dört ettiğini bilmezse nasıl neşter kullanabilir? Onların görevi anne ve ev kadını ol­ maktır. Böyle giderse bir de bakacaksın milletvekili, yargıç falan da olmak İsteyecekler, hatta cumhurbaşkanı! Bu arada ortalığı öyle bir karıştırıp düzeni öylesine bozuyorlar ki başımıza felaket açacaklar. Muzır broşürler bastırıyor, radyoda konuşuyor, ken­ dilerini kamu binalarına zincirliyorlar, öyle ki sonunda polis çi­ lingir getirip onları serbest bırakmak zorunda kalıyor. Günün birinde tutuklanacaklar, hem zaten tutuklanmalılar da! Yazıklar olsun ki her seferinde bir kodaman koca, ödlek bir yargıç ya da ateşli bir Kongre üyesi çıkıp onları serbest bıraktırıyor. Böyle durumlarda sertlik gerekir, sertlik."" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar