Esteban ve Clara yüzyüze görüşüyorlar,Esteban Clara'yi çok çekici ve güzel buluyor



"reket eden eşyalar, uğursuzluk kehanetleri gibi şeylere pabuç bı­ rakacak adam değildi; hele Clara'nın uzun sürmüş sessizliğine, hiç. Kendisi bunu bir erdem sayardı. Bu şeylerden hiçbirinin, dünyaya gürbüz ve yasal çocuklar getirmeye engel olmayacağı sonucuna vardı ve Clara'ya tanıştırılmak İstediğini bildirdi. Nfvea kızını almaya gidince iki erkek konuk odasında yal­ nız kaldılar. Trueba bunu fırsat bilerek her zamanki açık sözlü­ ğüyle ekonomik durumunu anlatmaya girişti. Severo, "Lütfen, Esteban, teker teker ele alalım!" diye onun sözünü kesti. "Önce kızımı görüp biraz tanımalısın. Sonra Cla­ ra'nın isteklerini de dikkate almamız gerek. Öyle değil mi?" Nfvea Clara'yı alıp getirdi. Genç kız içeri girdiğinde yanak­ ları al al, tırnaklarının içi simsiyahtı. Dışarıda, yıldız soğanı eken bahçıvana yardım etmekteydi. Bu seferlik gaibi görme yeteneği onu yaya bırakmış ve Clara talibini daha uygun kılıkta karşıla­ mak fırsatı bulamamıştı. Esteban onu gördüğü zaman şaşkınlık içinde ayağa kalktı. Clara'yı hiç albenisi olmayan sıska, astımlı bir çocuk olarak anımsıyordu. Oysa şimdi karşısında duran genç kadın ince bir fildişi madalyondu, tatlı yüzü, şu anda dağılmış duran yele gibi gür kestane saçlarıyla. Başını arkaya atıp da o açık, dürüst gülü­ şüyle güldüğü zaman yüzüne ışıltılı, yarı alaycı bir ifade veren hüzün dolu gözleri vardı. Esteban'ı hiçbir utangaçlık izi taşıma­ yan güçlü bir el sıkışıyla karşıladı. "Sizi bekliyordum," dedi yalınlıkla. Bu ilk resmi görüşmede tatlı şarap içip ağızda dağılan çörek­ ler yiyerek, opera mevsiminden, Avrupa gezilerinden, siyasal du­ rumdan ve kış soğuğundan konuşarak birkaç saat geçirdiler. Este­ ban elinden geldiğince belli etmemeye çalışarak Clara'yı seyredi­ yor, yavaş yavaş onun büyüsüne kapıldığını duyumsuyordu. Pla­ za de Armas' daki pastan ede nane şekeri alan güzeller güzeli Ro­ sa'yı ilk gördüğü o şahane günden bu yana hiç kimseyle böylesi­ ne ilgilendiğini anımsayamıyordu. Aklından iki kızkardeşi kıyas­ ladı ve Rosa'nın kuşkusuz çok daha güzel olmasına karşın Cla­ ra'nın çekicilik yönünden daha üstün olduğuna karar verdi. Gece olunca iki hizmetçi kız gelip perdeleri çektiler, lambaları yaktı­ lar. Esteban ziyaretinin gereğinden çok uzamış olduğunu algıla­ dı. Nezaket kuralları konusundaki bilgisi henüz pek eksikti. Se96" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar