"gene de iki bacağı onu, söylence yaratıklarıyla insan arasındaki silik çizgide tutuyordu. Her şeye karşın genç kız hemen hemen normal bir ya§aİn sürmüştü. Nişanlıydı ve günün birinde evlene cek, o zaman güzelliğinin sorumu kocasına geçecekti. Rosa başı nı eğince bir güneş ışını kilisenin vitraylı gotik pencerelerini de lip geçti ve genç kızın yüzünü bir ışıktan aylayla çerçeveledi. Bir kaç kişi dönüp ona baktılar ve kendi aralarında fısılda§tılar, ne var ki Rosa bundan habersiz gibiydi. Kibirle ilişkisi zaten yoktu ve o gün her zamankinden daha dalgın duruyor, kafasında, masa örtüsüne işlemek için yeni yeni hayvanlar tasarlıyordu: yarı kuş, yarı memeli olan, yanar-döner tüylerle kaplı, boynuzlu tırnaklı yaratıklar, güdük kanatları, şişman gövdeleriyle biyoloji ve aero dinamik kurallarına meydan okuyor... Rosa nişanlısı Esteban Trueba'yı pek az düşünürdü, sevmediği için değil de unutkanlı ğından; hem zaten iki yıl ayrılık uzun bir zaman parçasıdır. Este ban kuzeydeki madenlerde çalışıyordu. Rosa'ya düzenli olarak mektup yazıyor, Rosa da kimi zaman bunlara kaqılık veriyordu; şiir dizeleri" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar