"dönmüş, ona körkütük aşık olmuş, ama ben gelinceye ka dar hiç kimse kararını verememiş. Rosa'nın güzelliği hepsinin yüreğine korku salıyormuş, onlar da ona yaklaşmayı göze alama yarak, uzaktan hayranlık duymayı yeğliyorlarmış. Böylesi, ne yalan söyleyeyim, benim aklıma bile gelmemişti. Benim soru num meteliğe kurşun atar durumda olmamdı. Gene de aşkım sa yesinde zengin olmayı başaracağımı duyumsuyordum. Bana öğ retilmiş olan namus kurallarının sınırı içinde en çabuk para yap mak yolunu arayarak çevreme bakındım ve parasal başarının zengin akrabalar, yükseköğrenim ya da sermaye gerektirdiğini gördüm. Saygın bir soyadı taşımak yeterli gelmiyordu. Sanırım hazırda param olaydı şansımı kumar masalarında ya da yarışlarda denerdim; param olmadığına göre, birtakım tehlikeler İçerse bile servet umduran bir iş tutmam gerekiyordu. Altın ve gümüş ma denleri bütün serüvenseverlerin kurduğu düştü: maden, adamı beş parasız sefalete sürükleyebilir ya da bir çırpıda zengin edebi lirdi. Şans sorunuydu. Annemin taşıdığı adın saygınlığı sayesinde Kuzeydeki bir madenin ihalesini almayı başardım, banka da bu iş için bana ödünç para verdi. Yemin ettim, madendeki kıymetli metalleri son gramına kadar çıkartacaktım, tepeleri kendi elimle ufalayıp kayaları, ayaklarımın altında ezmek gerekse bile. Ro sa'nın hatırı dım." (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar