Ben Şaban, Zülfikar Beyi gördüm Yakup Bey



boşluğunu dolduran karanlık, kapıdan avlunun derinliklerine doğ­ ru adım adım gen çekildi. Kadın: - Ben çorbayı mutfağa götüreyim bari, soğumasın! diyerek, Zelıra'nın önünden avluya çıktı, avlunun sağında kalan mutfağa geçti. Çorbayı tenceresine boşalttı, ateşe koydu. Kapıdan gelen ko­ nuşmalara kulak verdi. - Kim o? Ağız tavanında yankılanan bir ses karşılık verdi dışardan: ' . -Benim Yakup Ağa, Şaban! -Kim Şaban? -Hüseyin Hoca'nın oğlu Şaban, San Şaban! Kadın rahatladı, tasalanınadan oturma odalarına dönebilirdi, ateşi külle örttü. Yakup Ağa, kapıyı açmadan, ince uzun boyu, iri ademelması, seyrekleşrrieye başlamış dik san saçlanyla görür gibi oldu Şaban'ı. Kapıyı açınca gözünün önüne nasıl gelmişse öyleydi karşısında. Sadece her zamankinden daha sabırsız, heyecanlıydı; -Kaç Şaban var Biliste'de bre Yakup Ağa? - Sesini alamadım birden! Koşmuş ya da çok hızlı yürümüş olmalıydı. -Hayrola? · - Sana haber vermeye geldim ... - Neyi? - Zülfikar Bey'in geldiğini!. .. Yakup Ağa, haberi nasıl karşılaması gerektiğini hemen kesti­ remedi. Komşuların duyacağı kadar yüksek sesle konuşuyorrlu Şa­ ban. -Yavaş söyle! Şaban alçalttı sesini: - Zülfikar Bey' i gördüm derim! - Benzetmeyesin? Şaban hiç beklemiyordu bu karşılığı. . - Sen ne dersin bre Yakup Ağa? Var mı' koca Makedonya'da" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,


Yorum Gönder

0 Yorumlar