Biz yaşlı doğduk. Vuranlar ve Vurulanlar arasında doğduk ve yaşadık



Haberin olsun diye söyledim. - Haberim olsa da olmasa da bir şey değişmez. Ben senin baba dostunum. Seni on yaşından beri tanırım. Babam, hangi kandan geldiğini bilirim. Bırak başkalarını, kulağımla senin ağzından duy­ sam, beni ele vereeeğine inanmam. Aklın başında oldukça başka türlüsü gelmez elinı;len.} Sen ayva ağaemın incir verdiğini gördün mü hiç? Gönnedin. fnsan da öyle, sözüyle değil özüyle belli eder fii-lini ... - Eksik olma. - Ben ellibeşimi buldum hiç değilse. Ölsem de yaşayacağım kadar yaşadım derim. Sen daha ne gördün bu dünyada? Sana bir şey olursa kendimden çok yanarım. Zülfikar: -Ne görmedim ki? dedi. Ne ben ne de akranlarım biz genç olmadık hiç. Sanki yaşlı doğduk. Gözümü dünyaya açtım açalı, vuranlar vurulanlar arasında yaşadım bugüne kadar. Ölümün rezili çıktı, ucuzladı bizim günümüzde ... Biliste'de birkaç lamba ardı ardına söndü o ara. Yakup Ağa: - Eve dönsek mi? dedi. Yemeğin hazır. Sofrada oturur konu­ şuruz gerisini ... ,- Az daha oturalım. Bir haberim daha var; onu da anlatayım, gideriz. - Sen bilirsin. - Duyunca üzüleceksin. - Elinden başka şey gelmeyenin üzülmesi de iyidir. Hiç olmazsa üzüldüm der insan, kimliğini belli eder. Anlat? - Soroviç'ten nalbur Şahin'i tanırsın? -Tanırım. - Tanırım derken belli ettin nasıl tanıdığını. Hangi gören unutur o dilher delikanlıyı? Huylarıyla, boyuyla posuyla erkek giizeli, efendilik örneğiydi! .. -Ne oldu, vuruldu mu?" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,

Yorum Gönder

0 Yorumlar