Blance artık Pedro'yu değil kızını ve yalnızlığını düşünmeye başlıyor kaderine razı geliyor



sınırsız para çekmek yetkisi olduğunu varsayıyordu. Onunla bu konuda anlaşmaya varmak olanaksız olduğundan genç kadın so­ nunda bu işleri bilmezmiş gibi yapmaya başladı. Kumlara kurul­ muş olan, içinde sanki başka bir boyutta yaşayan garip garip Kı­ zılderililerin barındığı bu evde Blanca yabancı bir iklimden gel­ me bir çiçek gibi bitkisel bir yaşam sürüyor, sık sık, onu kendi aklından kuşkuya düşüren ufak ayrıntılarla karşılaşıyordu. Ger­ çek denen şey dumanlı ve silik görünüyordu gözüne; dışarıda bü­ tün renkleri silen o aman dinlemez güneş sanki çevresindeki dün­ yayı da çarpıtmış, insanları bile sessiz gölgelere dönüştürmüştü. O ayların uyuşturucu sıcağında, kendi içinde büyüyen ço­ cuk tarafından korunan Blanca utancının büyüklüğünü unuttu. Pedro Tercero Garcfa'yı o eskidenki müthiş ve ivedi İstekle dü­ şünmekten vazgeçerek her İstediği anda canlandırabildiği tatlı, solgun anılara sığınır oldu. Şehveti uyuyordu. Çok seyrek olarak yazgısının acılığını düşündüğü zamanlarda da kendini, ışıklı bir sisle sarılmış, yanında can yoldaşı olarak yalnızca kızıyla, sevinç­ siz acısız, hayatın zalimliklerinden uzakta yaşayıp giderken gö­ rür gibi oluyor ve bu hayal ona tatlı geliyordu. Aşk duyabilme yeteneğini yitirdiğine, teninin kavurucu arzusunun ebediyen ya­ tıştığına inanır oldu zamanla. Penceresinin dışında uzanan soluk renkli manzarayı seyrederek saatler geçiriyordu. Ev kentin he­ men sınırında, çölün saldırısına karşı koyabilmeyi başarmış bir­ kaç sarsak ağaçla çevriliydi. Kuzeyde rüzgar bütün bitkileri öl­ dürmüştü; Blanca bunaltıcı sıcakta titreşimler yapan kum tüm­ sekleriyle uzak tepelerden oluşma uçsuz bucaksız ovayı görebili­ yordu. Gündüzleri o kurşundan dökülme güneşin boğuntusuyla bitkin düşüyor, geceleyin de yatakta üşüyüp titriyor, kendini so­ ğuktan sıcak su şişeleri ve yün şallarla koruyordu. Bütün gün o parlak, çıplak göğe bakarak bulut arıyor ve Ay'ın yüzeyini andı­ ran bu topraklara eninde sonunda bir damla yağmur düşecek di­ ye umuyordu. Aylar hiç değişimsiz gelip geçmekteydi ve Blan­ ca'yı oyalayan tek şey annesinin mektuplarıydı. Bu mektuplar babasının politik kampanyasını, Nicol:is'ın çılgınlığını ve bir pa­ paz gibi yaşamakla birlikte gözleri kara sevda dolu olan Ja­ ime'nin aşırılıklarını anlatıyordu. Clara bir mektubunda kızına, elleri boş kalmasın diye gene kreş yapmaya başlamak fikrini ver­ di. Blanca da denedi bunu. Tres Marfas'dayken kullandığı özel 258" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar