Esteban Clara'ya her ne kadar yanasmaya yaklaşmaya çalışsa da Clara ondan daha fazla uzaklaşmaya başladı,Gerçekte Clara eski çekiciliğini kaybetmesine rağmen Esteban hala onu çok arzuluyordu



rafyası parmaklarımızın ucundaydı. Clara benim en duyağan yerlerimin neresi olduğunu bilir, benim işitmek istediklerimi ba­ na harfi harfine söyleyebilirdi. Çoğu erkeklerin karılarından bık­ tıkları ve başka kadınların heyecanını gereksedikleri bir çağda ben şuna inanıyordum ki balayımda seviştiğim gibi yani yorul­ mak bilmeksizin sevişmeyi ancak Clara'yla başarabilirdim. Başka kadın aramak için hiç istek duymuyordum. Gün batar batmaz onun peşine düştüğümü anımsarım. Ak­ şamleyin Clara oturup yazı yazardı, ben de pipomu tüttürüyor­ muş gibi yapardım ya gerçekte yan gözle ona bakardım. Yatak odasına çekilmek için hazırlığa girişir girişmez -kalemini temiz­ leyip defterini kapatırdıben de harekete geçerdim. Topallaya­ rak banyoya gider, kendime çekidüzen verir, papaz cüppesini an­ dıran kadife robdöşambırımı giyerdim. Onu baştan çıkarmak amacıyla almıştım bunu, ne var ki Clara hiç ayırdına varmamış gibiydi. Kulağımı kapıya dayayıp beklerdim. Onun sofadan gel­ diğini duyunca hemen karşısına çıkardım. Onu övgü ve armağan yağmuruna tutmaktan, "Kapını kırarım," diye gözdağı vermeye değin her yolu denedimse de aramızdaki uçurumu kapamakta hiçbiri yeterli olmadı. Akşamleyin gösterdiğim bu seks ve sevda ilgileriyle ona gündüzki huysuzluklarımı unutturabileceğimi um­ mak boşuna olsa gerekti. Clara, sonunda hor görür olduğum, diş bilediğim o dalgın tutumlarıyla benden kaçıyordu. Onda ne var­ dı beni böylesine çekecek, bilemiyorum. Zerrece cilvesi, işvesi olmayan orta yaşlı bir kadındı. Ayaklarını belli belirsiz sürüye­ rek yürürdü, başlangıçta öylesi çekici bulduğum o nedensiz neşe­ sini de yitirmişti. Bana karşı tutumu ne sevecen ne de baştan çı­ kartıcıydı. Beni sevmediğine inanıyorum. Onu böyle rezilcesine arzu etmem ve yüz bulmayınca çileden çıkmam için hiçbir ne­ dence yoktu. Gel gör ki elimde değildi. En ufak bir devinimi, üs­ tünden saçılan hafif çamaşır ve sabun kokusu, gözlerindeki ışık, o ince boynunun zarifliği, saçının ele avuca sığmayan kıvırcıkla­ rı ... her şeyini seviyordum onun. Çıtkırıldımlığı içimde dayanıl­ maz bir şefkat uyandırıyordu. Onu korumak, kollarımda sık­ mak, eski günlerdeki gibi güldürmek istiyordum. Yanımda olsun İstiyordum, ufacık, sıcacık, öylesine savunmasız, gözbebeğim, eli göğsümde uyusun istiyordum. Arada ilgisizlik numarası yapıp onu cezalandırmaya karar verir, ne var ki birkaç gün sonra hun1 87" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar