"Florina'nın içinden geçen çay, Peristeri Dağı'nın kar sularıyla kabarmış o günlerde. Flmina'nın bir yakasından öbür yakasına her yüz adımda bir tahta köprülerle geçilirdi. İlk köprüden karşı kıyıda kalan Müslüman mahallesine ·geçmiş. Rıza eniştelerin evine git miş. Kapıya çıkan Rıza enişteye bir iki sözle başlarına geleni an latmış. Rıza Efendi 'yi sandığı kadar şaşırtmamış olay. O gün ak şam üstü Müslüman mahallesinden çok kişi götütmüş Fransızlar. Üç kapı ötede komşusu Kurşun! u camisi imam ı Yeşil Hasan Efen di'yi, yanın saat kadar önce, kolları arkadan kelepçeli götürürler" ken gördüğü için Zülfikar'ın aniatmasına sıra kalmadan, Musta fa 'yı da nasıl alıp götürdüklerini gözleriyle görür gibi olmuş. "Demek Mustafa'yı da! Örselediler mi? .. " diye sormuş sade ce. Sık sık avucuyla bıyıklarını sıvaziamak alışkanlığıydı Rıza eniştenin. Bıyıklarını sağ avucuyla sıvazlamış: "Ne yapalım ister sin?" Zülfikar: "Ben Mustafa'yı gidip arayamam!" demiş, "Kendi ayağırola gidip ellerine düşmüş olurum. Ne olacak Fransızlar için?" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar