Eviyle değirmen arasındaki yedi sekiz yüz adımlık yol, bu dü şüncelerle geçiverdi. Önünde değirmenin yelkenleri dürülü çarkıy la gecenin içinde yükselen karaltısını gördüğü zaman, yakınlarda bir atın soluduğunu duydu .. Yanılmamıştı, Korudan yana bakınca, akşam karanlığında beyazlığı seçilen kır ati üstünde, Zülfikar Bey'in değirmene yaklaştığını gördü. Evdekilerin kendisini beklediklerini, yemeğinin hazır olduğu nu söylediği zaman, Zülfikar: "Karnım aç değil!" diye karşılık verdi: "Biraz oyalanalım, burada oturup konuşalım ... " Atı alııra çektiler. Yemini verdiler. Dışarda, değirmenin önünde göle karşı oturdular. -Nasıl geçti yolculuğun? Kazasız belasız geldin inşallah? -Kazasız sayılır ... - Sizinkiler nasıl? Haber alırlar mı_ Mustafa'dan? - lyiler. Mustafa da iyi! Hapis vermişler, sağ kurtarmış canını. Bu ayın başında Manastır'dan Selanik'e geçirmişler trenle. Rıza Efendi istasyona çıkmış, Florina'dan geçerken görmüş. Selanik'te Beyaz Kule'yi hapishaneye çevirmiş Fransızlar .. - Neymiş suçu, anlaşıldı mı? - Mustafa'nın taşkınlığı! Ne olacaktı başka? Mustafa, Istanbul idadisinde okudu. Her gün Selanik'te çıkan Yeni Asır gazetesi ni alır, çabuk parlar, coşkuludur. Sağda solda öfkeyle bir iki söz kaçırmış ağzından. Fransızlara sövmüş!.. Sen nasılsın? Işlerin na sıl? Harmanlar kalkıyor, değirmende olursun diye, eve uğramadan doğrudan buraya geldim ... Hatır gönül sormalarını tamamladılar. Zülfikar; "Anlatacak" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar