Kabus görmek uyku tutmuyor. Garip bir rüya



Bu karşılaşmanın ertesi günü, Zülfikar Bey, sabah nedenini bilemediği bir iç sıkıntısıyla erkenden uyandı. Hatırladığı kadarıy­la, az önce, ayağında külot pantolonu, çizmeleri, üstünde yakası açık bir gömlekle ormanlık bir yerdeydi. Silahsızdı. Saçlı sakallı, baştan aşağı siyahlar giyinmiş, mavzerli, tabancalı, çapraz fişek­li adamlarla kuşatılmıştı. 

Atı neredeydi, tabancasını nereye bı­rakmıştı, neden yalnızdı, ne işi vardı tek başına o ormanda, çıkara­mıyordu. 

Adamlar kalabalıklaşıyor, çemberleri daralıyordu. Kızıla çalan sakallar, kalın kaşlar, karışık sık saçlar, kan çanağı gözler! Kurtları andıran, kıllı, yüzlerce baş. Tam bir kurt sürüsü içine düş­müştü. Nereden çıktıysa, akşama doğru derenin kıyısında gördüğü o çıplak ayaklı kız, oturduğu yerde doğruldu, iki kolunu yana açtı, ellerinin tersiyle uzaklaşmalarını istedi o adamların, kendisine döndü, güldü ...

 Sağına dönük uyuyordu. Gördüğü karabasandan kurtulmak için kendini sırtüstü attı yatağında, uyandı. Gördüğü tatsız rüyadan sadece bir iç sıkıntısı kalmıştı içinde ... 

· Gece pencere açık yatmıştı. Dışarıda gün ağarıyordu. Arınmış duru bir aydınlığı çerçeveliyordu pencere boşluğu. Gözleri tavanın tahta kaplamasında, sırtüstü uzandı, dinledi. Yakınlarda hayat baş­lamarnıştı daha. Evin içinden tek ses gelmiyordu. Sadece gövdesi­nin alt yanını saran yatağının sıcaklığını duyuyordu, bir de solu­ması hoş, elini yüzünü okşayan sabah serinliğini. Öylesine geldi ki ellerinde, yüzünde o serinliği duydu duyalı yalnız değildi odasın­da. Odanın karanlığını dağıtan gün ışığı, elini yüzünü okşayan o hoş serinlik, bir de o! Üçü baş başaydılar bir süredir. Saydam tülle­re bürünerek açık pencereden süzülmüş,  ayak uçlarına basa basa yatağının yakınlarında dolanıyorlardı ikisi de. Uyandığı­nı görünce yaklaşmış, üstüne eğilmişler, yüzünü gözünü okşuyor­lardı

: "Uyandın mı sen'? Buradasın değil mi bugün de?"
 İçinden bir ses: "Gideceğim!" diye karşılık verdi. Kendi araya girdi onayladı: "Bugün gitsem iyi olur!" Gerçekte kaç kişidir ya da kaç canlıdır bir insan? Sorarken ya da seçimini yaparak sorulan soruya karşılık verirken? Içinden gelen" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,

Yorum Gönder

0 Yorumlar