Kapı telaşlı telaşlı çalar. Kim ki bu saatte, Zülfikar Bey mi acaba? Bana silahımı getirin



Hayırdır; başka ne olur?. dedi, kötülük için gelen bu saatte gelmez! Kadın iki eli arasında çorba tası, sofraya yakın duruyor, ayak­ ta kuşağını düzetten kocasından ayıramıyordu bakışlannı, - Tabancanı yanına al! Küçük kızlan Zehra, daha çabuk davr�ndı. Elindeki kaşıklan, tuzluğu sofraya bıraktı, döndü ocağın sağındaki kapaksız gömme dolaptan, tabaneayı aldı, babasına uzattı. - Komşulardan biridir olsa olsa ... Karısı, çorba tası elleri arasında, yüksek sesle düşünür gibi konuşuyordu. Çok iyi biliyordu ki şu yaşadıklan kanşık günlerde, bir Sırp, Yunan, Fransız jandarması ya da yaralı bir çeteci de ola­ bilirdi kapılarına �elen. On dokuz yaşındaki Zehra, savaşların yaşama sevincini ka­ rartmadığı bir dünyadaydı henüz. Abiası Cemile'ye bakarak: -Belki Zülfikar Bey'dir? dedi. DıŞardan bekledikleri, bekleyebilecekleri tek konuklan Zülfi­ kar Bey'di. Üç gündür evlerinde, nerelerde kaldı, niye gelmedi, belki de bu akşam gelir diye sabah akşam sözü ediliyor, sevdiği yemekler hazırlanıyordu. Bir gelişinde yemeğİn üstüne hurma tat­ lısı çıkarmışlardı. Zülfikar Bey, ömründe bu kadar lezzetli hurma tatlısı yemediğini söylemişti Yakup Ağa'ya. Kocasındap. bu övgü­ yü duyan kadın sevinmişti. Ondan sonra her gelişinde hurma tatlısı ile karşıladılar Zülfikar Bey'i. Üç gündür yeni kalaylı bir bakır tepsi dolusu hurma tatlısı mutfakta hazır bekliyordu. Zülfikar Bey'in adını duymak heyecanlandırdı Cemile'yi. Zehra, gülerek izliyordu yüzünün nasıl saranp solduğunu. Zar zor: -Belki odur! diyebildi. Yakup Ağa, kapıya yönelmiş, eşikte yemenilerini giyiyordu: -Zülfikar Bey'in vuruşu değil! dedi. Karısı Zelıra'yı uyardı: -Tutsana babana feneri! Zehra, elinde gemici feneriyle yaklaşırken açık duran kapı" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,

Yorum Gönder

0 Yorumlar