gahın gerisinde on sekizinde boylu poslu güzel bir Rum kızı, dur madan tüfek dolduruyor, ellerinden boşalan tüfekleri alıp, kabada yılara dolusunu sunuyordu. Boşa attıkça öfkelenen, hırslanan, diş leri arasından küfürler kaçan müşterilerini avutmaya çalışıyordu, bir yandan da: "Kurşun bir parmak yanından geçti! .. Ben vurdu sandım ... vurdunuz sayılır; içime doğdu bu sefer vuracaksınız! .. " Kalabalık da gizlemiyordu tepkilerini: - Yazık bre! Kıl kadar kaldı! - Tüh, tüh, tüh! - Narnussuz top, sanki kaçıyor! Mustafa eğleniyordu. Zülfikar'a ba�tı, gözlerinin panıdadığını gördü: · - Hadi göster şunlara nasıl vurulur o top. Zülfikar hiç de atış heveslisi değildi. Giderek ciddileşti. Mustafa'yı kolundan çekti: - Yürü gidelim. - Bir el at hiç değilse! - Bulaşmayalırn, gidelim daha iyi. Seyrettiğimiz yeter. Daha deneyimliydi Mustafa'dan. Üçü beşi bir arada dolaşan bu kabadayıların horozlanmak için bahane aradıklarını bildirdi. Kolundan çekip götürmek istedi Mustafa'yı: - Vazgeç! Tam o sırada kızla göz göze geldiler. Kız kendilerini izliyor du. Gülürnsedi. Zülfikar'a uzattı elindeki tüfeği: · - Hadi paşarn, kırmayın arkadaşınızı. Zülfikar kızın uzattığı tüfeği sağ eliyle kavradı, tabanca gibi doğrultup tetiği çekti. Top fırladı, havuza düştü. Kalabalık kırnıldadı. Bir: "Oooo!" sesi yükseldi ağızlardan. Bütün başlar vuranı görrnek için Zülfikar'a çevrildi. Zülfikar'ın işi tadında bırakınaktı niyeti. Tüfeği uzatrnış, kıza geri veriyordu. Çetecilerden biri hornurdandı: - Yelete bak! Amma şans! Oğlum sen piyango bileti al daha iyi!" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar