Miguel vadedeki ürünlere el koyar bedeli daha sonra ödenmesi şartı ile hepsini tüketirler Miguel yanında yer alan bir hoca Sebestisn Gomez



"oyunları, dama oynuyor, yerde yatıyor, değnek ve taşlarla savun­ ma silahları yapıyorlardı. Yorgunluk her yüze yazılmıştı. Al­ ba'nın karnındaki kasılmalar şiddetlenmekteydi. Genç kız saba­ ha kadar bir çözüm sağlanamazsa çaresiz avludaki deliği kullan­ ması gerekeceğini düşünüyordu. Dışarıda hala yağmur yağıyor, kent yaşantısını kesintisiz sürdürüyordu ... Yeni bir öğrenci grevi kimsenin umurunda değildi sanki, tankların önünden gelip ge­ çenler durup üniversitenin ön pencerelerinden asılan dövizleri okumuyorlardı bile. Komşular silahlı polisin varlığına çarçabuk alıştılar. Yağmur durunca çocuklar, binaları polis birliklerinden ayıran boş arsadaki sokak lambalarının altında top oynamaya çıktılar. Zaman zaman Alba'ya rüzgarsız denizlerde kalakalmış bir yelkenlideymiş gibi geliyordu, gözleri saatler saati ufka dikili, sonsuz, sessiz bir bekleyiş içinde donmuş. Zaman geçip rahatsız­ lıklar arttıkça o ilk günün coşkulu birlik ve beraberlik ruhu yeri­ ni sinirlenmelere, tartışmalara vermişti. Miguel binayı denetledi ve kafeteryadaki bütün yiyeceklere el koydu. "Bunları bitirdiğimiz zaman burayı işleten adama karşılığını ödeyeceğiz," diyordu. "O da herkes gibi işçi." İçersi soğuktu şimdi. Hiç sızıldanmayan, susuzluktan bile yakınmayan tek kişi Sebastian G6mez'di. Miguel'den iki kat yaş­ lı olmasına, veremli görünümüne karşın onun kadar dayanıklı, yorulmaz gibiydi. Bina işgal edildiği zaman öğrencilerin safında kalan tek hoca o olmuştu. Sakat bacaklarının Bolivya'da hedef olduğu bir makineli ateşinin sonucu olduğu söyleniyordu. Öğ­ rencilerinin içinde ateş yakmasını bilen bir ideologdu, ama ço­ ğunlukla öğrenci okulu bitirip de bir zamanlar değiştirmeyi um­ duğu dünyaya atılır atılmaz bu ateş sönüp gidiyordu. Çekme bu­ runlu, seyrek saçlı, ufak tefek, zayıf bir adam olan Sebastian G6mez hiç aman dinlemeyen bir ruh ateşiyle doluydu. Alba'ya, "Kontes" diye ad takan da oydu, çünkü derslerin ilk gününde Es­ teban Trueba yanlış bir iş yaparak Alba'yı şoförlü arabasıyla okula yollamış, Profesör G6mez de bunu görmüştü. Salt rastlan­ tıyla isim cuk oturmuştu. Alba'nın eğer günün birinde canı İster­ se soylu Jean de Satigny adını (Fransız kontunda sahici olan pek az şeyden biri bu isimdi) ortaya atabileceğini profesör nereden bilebilirdi? Alba onun taktığı bu alaylı ada alınmadı. Doğrusu ya, birçok kereler bu yiğit ve güçlü hocayı baştan çıkarmak üstüne" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,

Yorum Gönder

0 Yorumlar