Transito üstündeki son tül parçasını da çıkardı ve o şahane çıplaklığı beni öylesine etkiledi ki o saat ölümcül bir yorgunluk duydum. Yüreğim üzgülerle ağırdı ve penisim bacaklarımın ara sında solgun, amaçsız bir çiçek gibi buruşuk, gevşek duruyordu. "Ah, Transito," dedim. "Benim bu işler için yaşım geçmiş galiba." Gelgelelim Transito göbek çukuru çevresindeki yılanı kıv randırmaya başlamıştı. Karnının tatlı yuvarlağıyla beni İpnotize ediyor, o tarazlı kuş sesiyle kooperatifin yararlarını, kataloğun etkisini anlatırken içimi yatıştırıyordu. Her şeye karşın kendimi tutamayarak gülüyordum. Yavaş yavaş kendi kahkahalarını bana şifali bir merhem gibi gelmeye başladı. Yılanın çizdiği yolu par mağımla izlemeye çalıştımsa da yılan zikzaklar çizerek kaçtı. Ar tık ilk gençliğinde, hatta ikinci gençliğinde bile olmayan bu kadı nın, o yılanı canlıymışçasına oynatabilecek kadar sıkı kaslara, gepgergin bir tene sahip olması beni şaşırtıyordu. Dövmeyi öp meye eğildim ve onun koku sürünmemiş olduğunu algılamak hoşuma gitti. Karnının o tehlikesiz, sıcak kokusu burun delikle rimden içeri sızdı ve kanımda, çoktan söndü sandığım bir ateş uyandırdı. Transito konuşmasına hiç ara vermeden bacaklarını açtı, kalçalarının o yumuşak sütunlarını rahatça araladı şöyle bir, yalnızca yatışını düzeltiyormuş gibi. Vücudunu öpücüklere boğ maya başladım; kokusunu içime sindirerek dudaklarımı bastır dıkça, dilimi dolaştırdıkça yüreğimdeki acıyı da, yılların ağır yü künü de unutmuştum. Şehvetim eski zamanlardaki gücüyle geri geldi; öpüşlerimi, okşayışlarımı kesmeden sırtımdakileri delice çekip çıkardım. Erkekliğimi sapasağlam ve sımsıkı bulmanın se vinciyle kendini bana sunan bu sıcacık, anlayışlı hayvanın içine daldım. Kısık sesli küçük kuşun ninnileriyle yatışıp tanrıçanın kollarında sarmalanmış, o kalçaların gücüyle zangırdarken ken dimi ve çevremi tümden unutarak bir zevk patlamasına ulaştım. Sonradan ikimiz birden banyoya girdik; zamanla ruhum gövdeme geri döndü, hemen hemen iyileştiğimi duyumsadım. Bir an Transito Soto'nun her zaman gereksediğim kadın olduğu üstüne bir düşlem kurdum; onu yanıma alırsam eskiye, gürbüz bir köylü kadını havaya kaldırıp atımın terkisine çektiğim ve zorla sazların arasına sürükleyebildiğim günlere gene dönebile cektim sanki. Ruhlar Evi 321/21" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)
Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,
0 Yorumlar