Ülke tam bir diken üstünde iki zıt kutup Sosyalistler ve Muhafazakarlar birde kararsız olan güruh, Geceleri sokaklar karisiyor



eba'nın oğlu olduğunu bildireceklerini nereden kestirebilirdi? Ne var ki Aday buna hiçbir zaman değinmedi. En son saatte, ateş ve kurşun vızıltıları arasında son kez tokalaştıkları zamana değin J a­ ime hep, "Acaba ona gerçeği söylemek cesaretini bulabilecek mi­ yim?" diye düşündü durdu. Yenilgi konusundaki uzun deneyimleri ve halkı yakından tanıması sayesinde Aday bu kez kazanacağını herkesten önce al­ gılamıştı. O da bunu Jaime'ye açmış, kimseye çıtlatmasın diye sı­ kılamıştı. Sağ, seçimlere her zamanki gibi zaferden emin, küstah ve bölünmüş olarak girmeliydi. Jaime yanıt olarak bunu herkese yaysa bile kimsenin hatta Sosyalistlerin nasılsa inanmayacağını ileri sürmüş ve savını kanıtlamak için babasına, "Kazanacağız," demişti. Jaime hala, pazar günleri bile, günde on dört saat çalışıyor ve politik gelişmelerin hiç içine girmiyordu. Mücadelenin böyle­ sine şiddetlenmesi ürkütüyordu onu. Herkes iki uçta kutuplaşa­ rak ortayı kim kazanırsa onu desteklemek için bekleyen, uçarı kararsız bir gruba bırakmıştı. Jaime, her fırsatta onu Uluslararası Komünizmin marifetlerine ve· eğer Sol kazanırsa olası şey değil­ di ya ülkeyi saracak olan kaosa karşı uyaran babasının kışkın­ malarına kapılmamaya kararlıydı. Jaime'nin sabrı yalnızca bir kez taştı: bir sabah uyanıp da kentin her köşesine yapıştırılmış olan öfkeli yaftayı gördüğü zaman: bu şiş karınlı, yalnız bir kadı­ nın oğlunu, Moskova'ya sürükleyen bir Komünist neferinin elin­ den koparmaya çalıştığını göstermekteydi. Jaime anık bu kadarı­ nın çok olduğunu düşündü. Babasıyla bir çatı altında yaşayama­ yacağına karar verdi. Tünelinin kapısını öntü, giysilerini çantaya koydu ve hastaneye taşındı. Seçim kampanyasının son aylarında olayların ivmesi hızlan­ dı. Her duvarda adayların resimleri görülüyor, uçaklardan bildi­ riler atıldıkça bu basılı süprüntü sokakları kar gibi kaplıyordu. Radyolar çeşitli parti sloganlarını haykırırken iki yandakiler de gülünç, mantıksız bahislere tutuşuyorlardı. Geceleri çeteler ha­ linde gençler sokaklara uğrayarak ideolojik hasımlarına saldırı­ yorlardı. Her parti, gücünü ölçmek için büyük çapta gösteriler düzenliyor ve her seferinde kent sokakları aynı sayıda insanla dolup taşıyordu. Alba umut ve coşkudan uçar gibiydi, ama Mi­ guel. seçimin bir maskaralık olduğunu, kim kazanırsa kazansın" (Isabel Allende – Ruhlar Evi)

Türkçe,İsabel Allende,Ruhlar Evi, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli,


Yorum Gönder

0 Yorumlar