Zülfikar Bey eğlenmek için Gazinoya gider. yakışıklı herkesin baktığı biri idi Zülfikar Bey. Zülfikar Bey' ile Fransız Maksi tanışır



nastır'dan yeni bir saz topluluğunun geldiğini öğrendiler. Toplulu­ ğun baş şarkıcısı, Manastır'da o yıl ünlenen genç, güzel bir kadın­ dı. Gazinonun dışına asılan fotoğrafı önünde durdular. Dediklerin­ den de güzeldi kadın. O akşam için şanonun karşısındaki ön masa­ yı ayırttılar. Yaşamayı, eğlenmeyi seven, iyi para kazanıp iyi harcayan gençlerdi. Karıştıkları her kalabalıkta ilk bakışta seçilecek kadar yakışıklıydılar. Manastır, Selanik terzilerinden giyinirlerdi. O dö­ nemin modası, İngiliz kumaşından, iyi dikilmiş giysileri, ipek gömlekleri, ipek kravatlarıyla gazinonun salon kapısında görün­ düklerinde bütün başlar onlara çevrildi. Başgarson koştu karşıladı, masalarını gösterdi. Saz topluluğunun önünde, öbür iki şarkıcı ka­ dının arasında oturan Manastırlı güzel, gelişlerinden etkilenmişti. Kapıdan girişlerinden yerlerini alınalanna kadar bakışlarını üstle­ rinden ayırmadı. Garsonlann gidip geldiği bir adımlık geçit vardı şano ile ma­ salan arasında. Kadın, gazinoya kendisi için geldiklerini anlamıştı. Önünden geçerlerken "Hoş geldiniz beyler! " dedi, vaatlerle dolu bir gülüşle. lçkilerini, mezelerini söylemişler, garsondan ayrıca saz toplu­ luğuna ne ikram edebileceklerini sorup, öğrenmesini istemişlerdi. Kapının girişinde bir Fransız teğmeni ile iki inzibat eri göründü. Yanlarında Florina karakolundan polis Maksi vardı. Teğmen, mut­ fağa geçmek isteyen garsonu kapının önünde çevirdi. Elindeki bir kağıda baktı. Bir ad söyledi. Maksi, başıyla kendi masalarını gös­ terdi. Subay her ne dediyse Maksi, garsona Rumcaya çevirdi. Gar­ sonun elleri boş, masalarına geri döndüğünü gördüler. Zülfikar, garsonun kendisine geldiğini, teğmenin kendi izinde olduğunu sandı. Balkan Savaşı'ndan tanıdığı Y üzbaşı Nurettin Bey, o ara, Arnavutluk' ta sivil dolaşıyor, sivilleri örgütlüyordu. Dört gün önce, Görce 'd� otel de karşılaşmış lar, konuşmuşlar, sivil haberleşme örgütünde gönüllü olarak görev almayı kabul etmişti. O karşılaşmanın bütün olayları, yeri, çevresi, saati ile bir iki saniye" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)

Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,


Yorum Gönder

0 Yorumlar