"Kullandığı sözcükler, dedikleri bu kadardı. Ses tonunda, söyleyişinde ise gizlenmesi güç bir kırgınlık vardı:
"Doğduğun büyüdüğün yerleri bırakacak mısın, bizlerden ayrılacak mısın?" diyordu gerçekte.
-Talihimi deneyeceğim ..
Zülfikar'ın üzüntüsüne eş bir üzgünlükle karşılık vermişti Halit.
- Ne gibi?
- İş arayacağım ...
- Takis'in Paris'te iş bulamadığıni, tutunamadiğını kendin söylemiştin?
Halit, tartışma havası vermekten çekinerek ses tonunu: daha da yumuşattı:
- Takis, eczacı kalfasıydı, ben terziyim ...
Sustu. Sanki o gün ayrılıyormuş gibi duygulanmışlardı karşılıklı. Zülfikar sitemini geri almak için:
- Haklısın, dedi yavaşça.
Halit yüreğini açabilirdi artık:
- Paris, modanın, dikişin merkezi. Görgümü, makasımı ilerIetmenin tek yolu, Paris'te iyi bir terzi yanında kalfa olarak üç dört yıl çalışmak.
.. Bu kez Mustafa cesaretlendirdi Halit'i:
- Doğru.
- Terziliği babamdan öğrendim öğrenebildiğim kadar. Babam Florina'dan dışarı Çıkmamıştı. Manastır'a, Selanik'e yılda, iki yıl da bir giderdi. Florina'da Rum bir ustadan öğrenmişti ne öğrenmişse. Florina'da kalırsam, kasaba terzisi olarak kalırım bu makasımla, Bursa 'ya bile gidecek olsam parlayamam. Bizim meslek görgü ister ...
Zülfikar Bey'le Mustafa'nın bu konuyu kapatmak ister gibi duvardaki fotoğraflarla ilgilendiklerini gördü:" (Necati Cumalı Viran Dağlar Makedonya)
Türkçe,Necati Cumalı, Viran Dağlar, bayramcigerli.blogspot.com,
Roman ve Hikayeler,Bayram Cigerli, Makedonya,
0 Yorumlar